25 Mayıs 2010 Salı

Duygusal kutlama yazısı..

Gene sorumlulukların arasında boğulmuşken birden durdum .. etrafıma baktım .. nelere üzüldüğüm, nelere sevindiğim, neler yaptığım, neleri kimleri ıskaladığım, umutlarım ve elimde olanlar geçti aklımdan .. sahip olmak için savaştıklarımı düşündüm hakkaten önemliller mi diye .. ağlamalarım geldi aklıma gülmelerimin hemen ardından .. sonra başka bişey geldi ..

yanımda olanlar .. hayatın benim yanıma bıraktıkları .. elimden herşeyimi alıp beni en umutsuz bıraktığı anda dahi şükretmeme vesile olanlar .. aslında onlardı hayatı güzel, yaşanılır ve mutlu kılan .. herşey geçiyordu herkes bi şekilde dokunup gidiyordu da onlar hep kalıyorlardı .. bi elin parmağını geçmezlerdi ama zaten dahasına da gerek yoktu .. hani onlar kardeşti, candı, anneydi çocuktu ya .. işte en güzel armağan buydu hayatın ellerime bıraktığı ..

şükür dedim sonra keşmekeşimin bana kendimi unutturduğu o an .. şükür ki varlar .. şükür ki kalacaklar ,, daha nice seneler ağlayacak omuz, en kaybolduğumda fener , en güçsüzlüğümde yaslanılası duvar, kimse anlamazken bi bakışta yoldaş en gülünesi en gezilesi anlarda eküri olacaklar . görülecek gezilecek tadılacak her yenilikte onlar da olacaklar .. aileden öte aile olacaklar .. ilk maaşla içilen çikolatalı sahlep , sallanan sandalyede yapılan dedikodu hatta öldükten sonrada canım sıkılır benim diye çağrılan olacaklar ..

iyiki doğmuş benim canlarım birer gün arayla .. iyi ki fındık kadarken kollarımız çarpışıyo diye sıraları ayırmamışız , iyi ki fen testinden inatla kopya çekilen olmuşum , iyi ki sessiz dargınlıkların sonu sessiz vazgeçiş olmamış birbirimizden vazgeçmemişiz .. iyi ki saç başa kavga edip kendine gel diye silkelemişiz birbirimizi yıllarca .. iyi ki gerektiğinde en yumuşak kalp gerektiğinde en keskin mantık olabilmişiz birbirimize ..


iyi ki varsınız .. iyi ki hep olacak ve benimle birlikte öleceksiniz .. sizi bütün çoklardan da çok seviyorum canlarım ..

18 Mayıs 2010 Salı

başlıksız yazının sözzde başlığı

büyüyorum ..

ve büyüdükçe, büyümenin küçükken ben büyük kocamaan kız olucam diyerek kurduğum hayallerin yanından bile geçmediğini acı ve sancılı bir biçimde öğreniyorum .. ailemden uzakta ev kurucam diyerek kurduğum özgürlük düşlerimin de gerçekle örtüşmediğini öğrendim .. elimi başıma koyup ah ben nerelere gidem nasıl yapam da ayakta kalam diye ağıt yakmışlığımda çoktur bu arada .. diyeceğim o ki gençler saçmalamayın .. kendinize gelip silkinin .. saçma hayallerin ardında heba olmayın ..

a heyy .. sosyal mesaj verdim gene ..

ya o değil de hakkaten boktan bişeymiş bu büyümek .. şu an sadece kendimden mesulken bile bu yükü taşıyamıyorum .. eziliyorum kendi sorumluluğumun altında .. ya herşey çok hızlı ya da öldürücü slow motion film tadında .. zaten hiç yaşıyomuş gibi de hissetmiyorum .. filmlerdeki karaktere ahkam kesen seyirci gibiyim böyle yapsaya salak diyorum aha şimdi ölcek gerzek diyorum .. bi bakıyorum izlediğim aynadaki aksimden ziyadesi değil ..

yoruluyodum önceden, şimdi bitik haldeyim .. bi arkadşım yüzeye çıkmadan iyice batman ayağının tabana değmesi lazım ki yukarı çıkman o denli kıymetli olsun demişti .. sanırım tabana az kaldı ki ciğerlerim yanmaya başladı ..

büyümüşüz diyoruz her sohbetin sonunda .. "bunu da gördük ya" nın hemen ardından .. masumiyetimi kaybediyorum gün be gün .. bebeğinin kolu kırıldığında ağlayan çocuk gibi içim .. buruk .. ayna gün be gün daha yabancı tanıdığım aksime .. sanki ordaki bnim kötü ikizim ben iyi olandım ya çünkü .. şimdiyde ne iyi kaldı ne kötü .. kişinin kendine yabancılaşması konulu teze örnek teşkil eder pozisyondayım ..

mutsuzum ve kendime bunu itiraf edecek gücüm bile yok .. anca oysa ne hayallerimiz vardı da çıkıyor güzel kelamlar .. onun dışı hep karanlık ..

artık çok kolay herşey ve ben bu kolaylığa zor uyum sağlayanım .. hiçbirşeyi söylemeden anlamayan anlasa da yormayanım .. işte onun için hep çok yorulan üzülen ve mutsuz kalanım ..

6 Mayıs 2010 Perşembe

böbreeem


"Böbrekler, omurgalılarda bulunan fasulye biçiminde boşaltım organlarıdır. 10 cm boyuna kadar olabilen böbrekler, boşaltım sisteminin bir bölümünü oluştururlar" bkz.vikipedi..

önceden böbreklerle ilgili bütün bilgi birimim bu ve buna benzer kitap cümleleriyken 2 gündür pratiğe dökülmüş olarak vücudumdaki yerlerini, büyüklüklerini ne işe yaradıklarını ve bir sıkıntıda nasıl tehlikeli bir ağrı yaşattıklarını öğrendim .. evet ben bunu da gördüm .. böbrek ağrısı kötü bişiydir ve insanı ağlatacak nitelikte ağrıların kaynağıdır. hastane özel olmadıktan sonra hastayla ilgilenme 0dır ve de ağrı kesici yapıp gönderir .. acı bi tecrübeyle bunu da gördüm ..

arada kendimdeki bu iyi niyet ishali midemi bulandırıyo .. ev yandı ,, olsun olsun hem eşyalar çok fazlaydı faln gibi bi durum oluyo engelleyemediğim .. böbrek ağrısının nesi iyidir di mi ? kıvranıyosun ulan ,, ağlıyosun tepiniyosun ağrıdan .. yokk .. bn bununda bi iyi yönünü buluyorum kendimden ve huyumdan nefret ettiğim geniş zamanlarda .. sanırım herşeye gereksiz bi anlam yükleyip sükutla karşıladığım sürece hayat daha güzel faln olmıycak ,,

yoruldum .. ama buna da korkunç iyilikte bi anlam yükliycem diye korkuyorum ..

saygılar ..

4 Mayıs 2010 Salı

naftalin kokulu yazı

sevgili bilok..
bugün bi yazı okudum .. türkiyede değişen, gelişen, yön değiştiren ve özgürlük die nitelenen ama aslında çaresizlik ve korkudan başka bir tanımı olmayan kadın erkek ilişkileri hakkında ..

diodu ki .. kadınların özgüvenlerini daha bi kazanmasıyla erkekler geri çekilmişler ilişkilerden .. eskiden kaçanı kovalayan , canını dişine takan , ya benimsin ya kara topraaan diyen , sevdim mi tam severim gazelleri okuyan, evimin kadını çocuklarımın anası olacahsıın uleeyn diyen bizim yurdum delikanlıları gitmiş ,, yerine sessiz sakin fazlaca ilgisiz alakasız ve hatta uzun ilişkiler kurmaya korkan garip bi nesil gelmiş .. artık tek günlük ilişki sever, bağlanmaktan acaip tırsar, hatun kişiyle işi bittikten sonra aramaz sormaz ama kendini de unutturmaz ne öldürür ne güldürür bi nesilmiş bu .. koca koca cümlelerin içini dolduramadığı gibi koca koca bakışlar bile atamazmıs hatun kişiye .. zira korkarmış annesinden ayıracak onu diye .. hem o zamn diğer hatun kişilere kim göz süzer kim edepsizce kur yaparmış .. kanka ayağına yatar ama alttanda ayar verirmiş hatuna .. ama ne oymuş ne diğeri .. anca yorarmış ,, üzermiş..

ve biz .. hatun kişiler.. maddi özgürlüğümüzle birlikte özgüvenimizi de kazanınca erkek ne ki ayol elinin kiri tatavalarıyla avutmuşuz kendimizi bu fake romeoların sessiz sedasız ve anlamsız gidişlerini sindirmek için .. onlar yaparsa ben daha alasını yaparım he heeyt diyip nerde akşam orda sabah moduna girmişiz .. eskiden ağlak sevdiği için kendini intaaar eden kızlar çirkin şekilde makinalaşmış ,, aramayanı unutmuş yenisine kırıtmış ..

hani dişe dişe göze göz ya her şeyi yapmışız onlarla boy ölçüşmek için .. ama minik bişeyi es geçmişiz .. aslında görmek istememişiz .. zira o bizim en zayıf noktamızmış ondan yok saymışız .. kadın kısmısı sevmeden bakamazmış .. öyle birden geçip unutamazmış erkek nesli gibi .. ve salaklığı baki olduğu için her aradığında gidermiş en büyük üzenin ardından ..

sonra düşündüm .. düşündüm ..bu derdi sırf ben yaşamıyomuşum .. asrın hastalığıymış .. vebasıymış.. insnlar yüreklerini sandıklayıp içine de naftalin koyup kaldırmışlar meğersem .. yazıkmış .. çokta günahmış.. ne zaman birinin yüreğine tutunmak istesem hep ellerim kaymış kendimi yerle yeksan bulmuşum ..