27 Şubat 2012 Pazartesi

okuma odası

ben aslında herşeyi ve herkesi bırakıp kitap okumak istiyorum .. ömrümün sonuna kadar .. ölene kadar ..

madam arthur bey'in zamanı olsun elimde ; bi de mephisto gibi odam .. ne insanlar sızabilsin içine ne onların hissiyatları kitaplara yazılanlar dışında .. ne ses olsun o odada , ne bir seda .. okumak için kitaplarım uzanmak için sevgilimin dizleri olsun .. başka da bi dünyalığım olmasın şu kocaman yerde .. bi annemleri özlediğimde çıkayım dışarı ..

mesela odaymış orası .. mesela kaleymiş koruyan beni kötü ve başarısız ve fake aktör ve aktrislerden .. mesela orda herşey olması gerektiği gibiymiş , kitapların yazdığı gibi .. ne kötü süprizler varmış , ne başka bişey .. 6km lik parkur gibiymiş hayat .. aralarda dinlenme yerleri , çeşmeler kana kana içmeye .. derin vadiler , kocaman göller .. ömür uzatan manzaralar ..

ben artık kimseyle konuşmak istemiyorum .. anlatmakta .. sadece sakinliğini istiyorum o odanın, huzurunu ..

ps: çaycımız çok iyi göründüğümü , canı sıkkın, mutsuz,uykusuz insanı yüzünden çok iyi anlayabildiğini ve artık insan sarrafı olduğunun 10 dakikalık brifingini verdi bana .. gurur duyuyorum sürekli istikbale bakan alnımla ve düşse dahi kendini kamufle eden burnumla ve seçtiğim maskelerimle ..

21 Şubat 2012 Salı

gala , dali ve diğerleri ..

sevgilim ..

sen ..

yemekten sonra içtiğim orta şekerli bol köpüklü kahvem.
en sıkıldığım anda mailbox'ıma düşen karikatürüm
oruçken yanmış boğazımdan akan buz gibi su
yağmurdaki şemsiyem, kardaki eldivenim
yatağımın başucundaki fener
kurumuş cildime değen tam yağlı krem
hem waffle, hem sufle hem tramisu hemde franbuazlı cheesecake
bol fıstıklı künefe
içli ve çiğ köfte
dinlemekten bıkmadığım tını
heyecanla ilk sayfasını açıp , kokusunu içime çektiğim yeni kitap
 yıllarca izlemekten sıkılmadığım breakfast at tiffany's
asla doyamadığım sabah uykum
yazın öldüren sıcağında incecik içime esen yel
gezip görmek için çıldırdığım ülkeler, şehirler
içinde su kuşu olduğum deniz
dalına kıyamadığım çiçek
yemek pişirdiğim kediler
her sabah yediğim yoğurt
üstüme pelerin yaptığım battaniye
"Alf"
kırmızı
bağır çağır söylediğim türkü
gezdiğim dağ bayır
seyrine çıktığım sahil
hayalini kurduğum gelecek
kalbimi pır pır uçuran
abajurumdaki kelebek
panomdaki en güzel not
pelit
betrice'in gandhisi , gala'nın dalisi
dali'nin tablosundaki kelebek imgesi
zaman
nefes
haydarpaşa
özlem
korku
mutluluk
coşku
hüzün

herşeysin.. en kıymetlisin ..

iyi ki varsın .. nicelere ..

15 Şubat 2012 Çarşamba

Karpuz Kabuğuna Yazılar Yazmak: Tesirsiz Parçalar 94-96..

Karpuz Kabuğuna Yazılar Yazmak: Tesirsiz Parçalar 94-96..:

Sen Aralığa duyarlısın kış dendi mi üşürsün
Ben panik yaparım hemen dünyayı yakmaya kalkarım
Bahar gelir sonra gidersin unutulur bütün girişimlerim
Sevgilim aslında iç çekmelerimiz bile yalan
Bir yalanın üstüne yatarken göz göre göre
Yalansız bir öpüşmeden daha soylu ne olabilir?
Görmezden gelirim dert değil daha epey var bahara
Tek sen üşüme sevgilim bütün karlar bana yağsın
Arka cebimde kanyak var iç bir yudum ısınırsın..

ölümmüş ya

devasız bir hastalığa yakalanmışım . ince hastalık , öksürdüğünde kan gelenden . hem de en son raddesi farkedilmişim . tıp çaresiz ..

tam tekmil ciğerlerim ağzıma geliyor öksürürken boğazımdan ters peristaltik hareketle .. istikrarla.. midem özerkliğini ilan etti, tek başına ayakta kalma uğraşında,dışardan bişey kabullenmiyo bünyesine .. birden üşüme geliyordu önceleri .. şimdi ateş topu gibiyim .. kıpkırmızı .. karda yuvarlansam eritiyorum yolları , üfff! diyorum oda ısınıyo .. her uzvum ve organım ayrı hareket ediyor.. gördüğüm,duyduğum düşünce oluşturmadan eriyor .. beynim jöle kıvamında , dün kulak memesiydi , yarın sıvı .. sonra uçacak..

bazen aklıma geliyo ,, ağlıyorum .. sesimden ev arkadaşım korkuyo , bina yıkılır sanıyo üstümüze , peçete veriyo , su sonra .. uyuyorum üstümü örtüyo .. korkuyo ölümden .. ve hala hayalleri var..

biliyo musun kirpik diplerimin varlığını öğrendim . farkında mısın sen kirpiklerinin ve diplerinin? ehemmiyetinin? tuzlu su iyi gelmiyo onlara , ağrısı sabaha kadar uyutmayabiliyo .. valla .. doğru söylüyorum ,, benim canım kıymetli de değil .. bak duruyorum duvar gibi , yıkılacak apartmanımızın duvarları gibiyim .. bilsem de sonumu hala duruyorum dimdik kara kışa ..

ölmüşüm sonra .. otopsi yapmış , göğüs kafesimi açmışlar tam ortasından .. açarken kırmışlar tüm kemiklerimi .. sakınıp sakladığım kalbimi almışlar , içimi boşaltmışlar .. hissediyorum ben diyememişim . lal olmuşum sesim çıkmamış , canım acıdı .. neşterin ilk dokunmasından dökülene kadar içim .. kemiklerim .. hepsi kırıldı ..

sonra hep bu çalmış ..
şarkı 2


14 Şubat 2012 Salı

Madam Arthur Bey'in Hayalleri

Meger tum olanlar madam arthur bey'in hayalleriymis.. O insanligi kotuluklerden korumak icin kimi zaman aglayarak hayaller kurarmis.. Onlarda bi cirpida olurmus.. O kocaman ,, busbuyuk kadinadam camin kenarina oturur asirlarca hayal kurarmis adimini atmadigi hayat icin yaninda vanilyali kurabiyesiyle..

Belki diyorum.. Bunlarda hayal.. Onun veya benim kurdugum.. Yasadigim veya yasadigimi sandigim,, bazen icine saklandigim hersey.. Hepsi .. Birer.. Hayal..

Mine Sogut'un musaadesiyle..

ve..

"Yalnızlık insanı olgunlaştırır. Eğer etrafınızdaki herkes bencilse ve etrafınızdaki herkes sizin için kendi hayatını feda ettiğini söyleye söyleye, her şeyi sizin için değil kendi için yaptığını inkar ederse ve siz de dinlediği, okuduğu müthiş masallarla vicdanı mühürlenmiş bir çocuksanız, kimseye kızamazsınız. Herkesi anlarsınız. Anlamak affetmektir. Siz anlayıp affedersiniz, onlar anlamadıkları için hep kinlenir. Affınız bile kinlendirir birilerini. Düşmanı çok bir derviş olursunuz. Dervişliğiniz diken olur düşmanı kanatır durur. Kanı gördükçe üzülürsünüz. Siz üzüldükçe dikeniniz sivrileşir. Yapayalnız kalırsınız. Anlayışlı ve üzgün ve yalnız, yapayalnız. Simsiyah bir yalnızlıkta boğulur gider hüznünüz."


12 Şubat 2012 Pazar

Beatrice

..ve Dante geçiyor ölümcül günahların içinden cehenneminde .. adım adım .. adım adım kavuşuyor Beatrice 'e .. hiç kavuşamadığı "ruh eşine" cennetinde .. ama önce vazgeçiyor sahip olduğu her şeyden.. 

ne acıdır insanların bilmemesi ancak doyana kadar yiyebileceklerini .. hep dahasını , hep fazlasını istemeleri .. ve önlerinde milyarlarca kanıt varken dünyanın oluşundan beri hala anlayamamıştır kefenin bir cebi olamayacağını .. bi çok insanın kefeninin dahi olamadığını .. bu bilmezlik belki de en fenasıdır 7 günahın .. zira bize de emredilen odur ki , kişi önce kendini sonra haddini bilmelidir. 

bazen ,, dönüp gidebilmek ne büyük erdemdir.. ama yazık her gönül yapamaz bunu .. içi öfke dolu kimse bilemez öfkesine gem vurmayı , bırakmaz ejderha misali etrafı yakıp yıkmadan ,, ve yazık ki farkına da varamaz sadece kendisine ettiğinin ,suyun akıp yolunu bulacağının .. 

ve asalet .. doğuştan gelir ..

8 Şubat 2012 Çarşamba

sahilde bir sarhoş ..

dinleyin .. hissedin bide ..


bırakmasaydı müziği iyiydi aslında teoman ,, severim kendisini .. felsefesini ,, yada salt uyumsuzluğunu .. uymak zorunda olmadığını düşünecek kadar güzel bir insan .. kaygısızca canının istediğini yapacak kadar da özgüvenli .. aferim ona ! darısı da bana ..

7 Şubat 2012 Salı

uyusam

herşey geçip hayat kalmıyo .. aslında hiiiç bişey geçmiyo .. yani aslında şöylekiii .. baktığımda geçmiş bazısı , esamesi bile kalmamış görüyorum .. canımı yakıp beni öldüren hiç bi acı kalmamış geri , baya baya atlatmışım birsürü şeyi .. fotoğraflarda olmasa hiç bile yaşanmamış .. ne tuhaf .. biyerde okumuştum ; insanların delirmemesi için verilen en büyük lütufmuş unutmak .. şimdi bile unutuyorum bi çok şeyi; misal geçen seneyi unutuyorum , eski işimi (!) unutuyorum , bi çok konuşmayı , kurulan hayallerimi unutuyorum . gökyüzünü pespembe gördüğüm, umutlarıma 1 uyku kadar uzak olduğum şaibeli zamanlarımı mesela..

ama , peki ya şimdi? ne zaman unuturum şimdilerin sıkıntısını .. ne zaman bunları unutacak kadar iyi ve mutlu olurum? mesela ne zaman kendimi  aidiyet duygusuyla dolmuş hissederim? ne zaman insanların mutluluklarına hasretle bakmam ve ne zaman alf'in yokluğunu sezmem ? mesela ne zaman alışveriş beni tatmin eder? ne zaman hariçten gazel okuduğum dünyanın yükü altında daha çok e-zil-mem?!

eskiden .. bundan asırlar önce ağlardım .. küçük şeyler için ,, uyuyamadığım için, ders çalışamadığım için, istediğim elbiseyi alamadığım için, taşa takılıp düştüğüm , sevdiğim beni görmediği için .. dünyalar kadar kocaman gördüğüm hayallerim gerçeklenmediği için .. susardım ve uyurdum .. uyuyakalır, uykuya yenik düşerdim. saçmaladığımı anlayan zihnim bana uyku üflerdi .. kulağımdan.. usulca .. ve uyandığımda hatırlamazdım yitip giden hayalimi ..

oysa .. ölümler varmış .. insanın en sevdikleri beyaz kanatlı bi güvercin olup gidiyomuş .. bazen boğaz açığında yalpalayan martı olup sana gülüyomuş .. veya sen aklını yitiriyomuşsun ..
bazen olması güç hayallere dalıyomuşsun .. günlerce, gecelerce uyusanda geçmiyomuş,, her sabah uyandığında aynı lanete tekrar giriyomuşsun kısır döngü gibi .. çöpe atıp kaçtığın bumerang gibi .. her gece ise ağladığına bi alf üzülüyomuş .. hayat adil değilmiş biliomuşsun ve artık adalette beklemiyomuşsun .. kum gibi geçip gidiyomuş hayat parmaklarının arasında .. hiç bişeye gücün yetmiyomuş, kolun bile kalkmıyomuş ..

şimdi ! şu an kalksam ayağa , çıksam koşarak, yalın ayak .. ıslansam yağmurda .. ıslandıkça ağlasam , içim çıksa .. donsa ayaklarım .. sonra uyusam .. 100 gün .. 10bin gün uyusam .. sessizce .. uyanmayı unutmuş gibi .. saplasam koca şırıngayı göğsüme .. hava gitmeyen ciğerim oksijene doysun diye .. veya dursam öyle sessizce ..sessiz çığlıklar atsam , kendi yağımda kavrulsam .. kendi kendime delirsem .. fotoğraflara baka baka .. boş duvarlarla ..
düzelir mi uyandığımda herşey?bi kaç şey?


İnsanlarin youtube da video altina yorum yazacak vakitleri var .. Ne ilginc ! Ben maillerime zor cevap veriyorum..

2 Şubat 2012 Perşembe

Yarim

Unutmusuz herseyi.. Ne aci.. Ne yazik..

O anmis iste, tam o an.. Senin yaninda kendimi rahat hissetmiyorum artik dendigi an.. Ve hicbir ehemmiyeti yok yikilmaz duvarlarinin, savastigin yel degirmenlerinin , icini yakan sahipsizliklerinin, kaybolmuslugunun ve artik besleyemedigin umutlarinin.. Ozet bu zira.. Senin yaninda kendini rahat hissetmiyo.. Ayiriyo seni bir digerinden, vesentercihedilendegilsin!birdahaaslaolamayacaksin! Anlami yok gozundeki yasin, gonlunde hazirliksizca acilmis yaranin ve hicbir gelecek hayalinin.. Bundan sonra tum mutluluklar yarim ..

dinle

yeni hayat ideası

-size yeni bir hayat yazmamı ister misiniz ?
-istemez olur muyum yazar bey.ama söyleyin kuzum , yazdığınız bu yeni hayat inandırıcı olacak mı?
-pek tabii..
-peki siz yazdıktan sonra ben onu gerçekten yaşamış olacak mıyım?
-pek tabii ..
-peki , peki .. siz bana yeni bir hayat yazdıktan sonra benim eski hayatım ne olacak?
-siz ne olmasını isterseniz.. gökte yıldız? deniz dibinde kabuk, ağaç dalında yaprak ya da bağırsakta bir solucan. isterseniz çöpe atarız eski hayatınızı , isterseniz toprağa gömeriz.yakabiliriz dilerseniz. küllerini denize, kuma, göğe,kuyuya,dağa,taşa,ormana serpebiliriz.ya da yersiniz külleri. suya karıştırıp, çorbaya katıp, reçelin üzerine serpip, tavuğun suyuna banıp . hayat sizin değil mi hanımefendi ? ne dilerseniz o olur .

bunu dinle ..



 madam arthur bey ve hayatındaki herşey 'den alıntı