31 Aralık 2011 Cumartesi

yılbaşı bloğu!

bu bi eski yıla siktir ulan şerefsiz , yeni yıla da geliosan edebinle gel , adamın asabını bozma yemin olsun ağzını burnunu dağıtırım yazısı..

kişisel olarak geçmişime daldığımda kendimden ve açıkçası erkek cinsinden beklemediğim kadar , cillop gibi sevgilim , aslanlar gibi bi ilişkim, cici ev arkadaşlarım ve pek güzel bi odam var .. evet .. elimde de zaten sadece bu var , onun dışında yavşak 2011 yılı bana başka bi nane vermedi .. iserdim illa daha fazlasını ama kotam bu kadar herhalde dahasını vermeye uygun görmedi zatı şahaneleri , ondan mütevellit kendisini halay başı olarak uğurlayıp yenisine ziyadesiyle peşkeş çekiyorum, sakal atıyorum bu sene beni görsün gönülme göre olsun diye .. olmadı yıl sonunda dövücem, ağzına sıçıcam 2012nin de .. zaten sonunda kıyamet kopcakmış , onu da ben koparırım gerekirse.. mühendis olmadan ölürsem toprak kabul etmesin lan beni ..

biz yılbaşına halil sezai, ümit besen, orhan gencebay bide rafet hep beraber giriyoruz. evet eve dünya adam attım , ev sahibimden şikayet bekliyorum ama o da çıktı kutlamalara .. ben çıkana kadar bunlarlayım ha bide bira .. cankuşum alkolüm .. tekilaya kılım , gidin söyleyin kendisine .. o gördüğüm tattığım en cibiliyetsiz alkol ..

yeni yıldan beklentim büyük, her ne kadar 31 aralık'a tiksinti boyutunda nefret beslesem de şu saat itibariyle onu zerre kadar takmıyorum götüme , ben 1 ocakla ve getireceği yeniliklerle ilgileniyorum. ha yenilik falan getirmezse de ona da kafam girsin.

31 aralık ve 2011 siktir git artık hayatımdan , bana güzellikler getir edebinle 2012 , gözlerim sızlıyo , zihnim bana oyunlar oynuyo , özgüvenim yerlerde .. hergün dünya kurtaran ben götümü bi yere sokamamanın huzursuzluğu içinde .. bu yıldan beklentisi onu rahat ettirmem ..

hadi bakalım .. ha bide noel babadan, cinlerinden nefret ediyorum .. arz ederim

28 Aralık 2011 Çarşamba

Oldu

Ben bazen .. Cok uzuluyorum.. Denizler kadar agliyorum.. Bazen sesin kisiliyo da konusurken, ben gene anlatamamis oluyorum derdimi.. Ben bazen cok saf oluyorum.. Ehemmiyeti kalmiyo karsimdakinin , ben istedigime inaniyorum.. Bazen insanlar siginiyo limanima.. Metanetimi ve saglam durusumu kiskaniyo,, oysa her ruzgarda kopuyo yapraklarim.. Cani acirmi agaclarin.. Usurler mi ki? Aslinda hissetmezlermi hic bisey.. Oyleyse uzulmeyeyim bidaha onlara.. Gezmoyim yaz vakti zabita gibİ hangi cocuk hangi agaci salladi diye..

Bazen en iyi susunca oluyo.. Sanki yokmusum gibi , aslinda bunca sikinti hic yokmus gibi yapiyorum .. yolunu kaybetmiş ve huzur bulmuş bir Dart Vader oluyorum .. Uyaniyorum sonra.. Goz kalemi gibi hayat.. Cikarmiyo gozunu ama her baktiginda aynada.. Kacamiyosun bi turlu.. Ve tum mutsuz kadinlarin saci daginik.. Tepelere kar yagiyo ama hep ben usuyorum.. Hirkaylada otursan ince bi sizi omuzlarimda..

Ben bazen anlasilayim istiyorum.. iste en cok o zaman ağlıyorum .  Yada sussun herkes .. Pardon ama hayat coktan secmeli bi renk paleti sunarken ben nerdeydim kuzum? Niye hep tek renk bilmisim ben onu?? Ayrica lanet olsun ayik her sabaha..


Yazmiyorsam da susup oturun rica ederim.. Canimi yakiyor zira yuzlesmek..

22 Aralık 2011 Perşembe

yağmasın yağmur

"kızı bırak .. bu seninle benim aramda !" deseya biri çıkıp ..

hayatta bıraksa benim paçamı , tüm lanetliğini çekip çıkarsam üzerimden kışın soğuktan eve girdiğimde çıkardığım paltom gibi ..

sonra bidaha hiç üşümesem .. hiç ağlamasam yağan yağmur altında ..

21 Aralık 2011 Çarşamba

parfüm kokusu

tahmin edebilir miydim acaba 2 yıl öncesinden şu zamanları? misal bir şezlongda ayaklarımı uzatıp izlediğim denizin dalga sesini tahayyül edebili miydim? her şeyden ve herkesten uzak geçen belki bir kaç saatin huzurunu ? veya ulaşamadığım arzularımın  yaktığı yüreğimin kokusu .. uğraşsam şöyle .. aynı kokuyu hazırlayabilir miydim kim müh lab 2 de?

oysa hiç tahmin edemezdim bir amaç uğruna toplanmış gibi kalabalık ve birbirinden alakasız insanlarla tramvay bekleyeceğimi ..ve tek tanıdık yüzün metrobüste karşımdaki kızın sadece konuşabilmek için saçmaladığı çocuk olacağını .. sonra ben hiç sevmiyorum ki insanların dokunduğu tutamaçlara dokunmayı .. aslında ben insanları sevmiyorum belkide ondandır köpeklerin kuyruklarını sallayıp, kedilerin paçama dolandığı , kargaların dahi uyuyakalmasınlar diye sabah sabah öttüğü ama insanların bir birinin yüzüne bakmadan ikamesini sürdürdüğü bi sokakta oturmam ..

ben bazen merak ediyorum .. insanlar neden hep başka insanlarla meşgul? mesela şarkı söyleseler ayna karşısında , veya sağlıklı yaşamak için mısır çarşısına gitseler ot almaya .. ne bileyim mesela kitap okusalar, işi olmamak nasıl bir olgu acaba .. ben çok merak ediyorum . bi başkasının hayatına müdahale ne kadar kaba .. soğuk tramvay tutamacı kadar çirkin .. mesela düşünmese onlar artık haddi olmayanı .. oysa ben bazen sadece düşünmemek istiyorum .. -gibi yapmak değil ama derdim .. hep sarhoş kalsam .. ya da uykuda.. 100 yıl uyusam , "o" öpene kadar uyanmasam .. o yoksa hep onla uyusam .. mesela güzel olsa herşey .. artık çabalamasam .. biten enerjim şarj olsa o koşan ayılardaki gibi .. sadece yürürken birinin önüne atacağım diğer ayağımı düşünsem bazen .. rüya görsem salt .. bi de deniz kokusu..

sonra .. sonrası iyilik hoşluk ..

8 Aralık 2011 Perşembe

Gen cekimi

Otururdu pencerenin kenarina.. İkiside.. Sanki bu dunyadan degilmis, sanki artik vuku bulan hicbirsey onu ilgilendirmiyormus.. Sanki o icindekini bastirmak isterken bos sokaklarin bekciligini yapiyormus gibi..

Biliyordum zaten guzel bir hayat yasamadigini, hep zorluklar vardi, imkansizliklar sonra.. Vardi elbet herseye cevabi, suskunlugunu eksiklik sananlar haddinden fazla yanildi, onlara en iyi cevabida gittiginde arkasndan dokulen iyi dilekler oldu belki.. Kocaman bir umman vardi icinde , gosterdigi sadece damlalariydi oysa soyledigi turkulerin, nefeslerin arasinda suzulen ve en guclu kadindi gordugum..

Tek istedigi huzurdu eminim.. Ailesiyle birlikte, huzur dolu bi hayat..

Sonra ben.. Genlerin cekiminin en buyuk kaniti..

23 Kasım 2011 Çarşamba

no name

pardon bi bira alabilir miyim? yada 2 olsun .. kaderim ve ben birlikte takılıyoruz bu gece .. ona içiyorum .. nasılsa 2de kalmayacak o .. verin onun yerine de içeyim .. deliricem yoksa .. gerçekten .. bazen .. ayık kaldığım zamanlarda korkuyorum kendimden.. bi gün kendime bişey yapıcam diye.. bakın iyi değilim .. en sevdiğim bebeğimin saçlarını misafir çocuk kesince çok üzülmüştüm .. ağlamaktan gözlerim akacak sanmıştım .. ölüyorum gibi gelmişti .. düşün .. canım ondan çok yanıyo ,

bakın , hiç biyere savurmadı hayat beni .. ve ben ona hep çok bel bağladım .. bekledim ki bi gün , hiç beklemediğim bi gün minikte olsa bi süprizle gelecek bana , hiç beklemedim .. gelmekten vazgeçer anarsam diye hiç adını anamadım .. oda beni unuttu belki .. duydum başkalarına gülüyormuş .. orospu ! bırak bana sadık olmayı , sözüne bile sadık olmayı beceremedi .. ve yine beni hiç biryere savuramayan o orospu yüzünden ben hiç biryere ait olamadım .. önce iyi bişey sandım bunu , farklıydı bikere herkesten .. herkes konumlanmayı ve aidiyeti ilk vazifesi ilan edip kavim başı gibi bi okun ardından vatan diye yer bellerken ben gezdim .. kaygısızca hemde .. ve şimdi görüyorum yanlışımı .. belki çok geç değildir ha? belki dönülmez bi akşamın ufkuna varmamışımdır .. bi şansım vardır belki , ömrüm böyle kaybolup gitmez .. ?! sus sende .. her merak edip öğrenenenin sustuğu gibi sus sende .. deli de istersen .. istersen salak .. ya da sende terket beni her aklı ermeyenin terkettiği gibi ..

boş boş bakma yüzüme bi bira daha ver .. korkma sızmam .. olayda çıkarmam.. biliyo musun çok istiyorum sızayım .. bi köşede bi koltuğun şeklini alıp uyuyayım , onu bile beceremiyo şu naciz vücudum .. her gece uyanıyorum sayısız defa, uykuda bile huzur bulamayan bi insana ne kadar üzülebilirsin ? bak işte bi bu iyi geliyo .. önce evet vuruyo çeneme , anlatıyorum yerli yersiz .. hem sanane bunlardan ? amaaan ne işin var zaten kimsede yok .. dinle , üzül, eğlen .. olmadı ağla benimle.. insan ol 2 saat .. sonra giyersin gene pis zırhını .. ha ne diodum .. sonra susuyoum birden .. pembe pijama giyen birine hiç yakışmayan duygular geziniyo aklımda .. nefret .. gırla küfür sonra çiğ süt emmiş insanoğluna .. ne komik aslında değil mi .. bile bile lades .. insanın en büyük zaafı .. bilirken olacağı bıkmaması umut etmekten .. ne aciz ..

ver bi bira daha .. bitiyo sana anlatacaklarım .. bi sonrakinde daha çok anlatıcam .. bence kaç git .. bilmek özgürleştirmiyor çünkü  insanı hiçbir zaman .. işte o yüzden aptallar hep daha mutlu.. keşke aptal kalsaydım .. biliyo musun her sabah belki bugün diye uyanıyorum , deliririm ve biter  bu eziyet .. delirip bi ağacın tepesine tünemek istiyorum .. ve ölene kadar kuş gibi ciklemek .. yada kelebek olurum kimbilir .. tek günlük deliliklerle bitiririm ömrümü .. belki intihar bile ederim .. biliyorum ama .. edebilirim .. her an .. atlıycam bi binanın tepesinden .. yüksek bi bina olacak , düşene kadar patlasın ciğerlerim ki hissetmeyeyim dağılan beni .. hem hissetmişte olurum hiç yaşayamadığım özgürlüğü .. belki kanat çırparım ..

ne diyodum .. neyse siktiret ..

al bide şarkı veriyim sana .. sus ama .. düşünme de bunları , unut hemen .. yoksa uyuyamazsın sende .. kaybolursun .. bulamazsın ..

22 Kasım 2011 Salı

ateş kafası

grip ve farantijin potpori yaptığı , tüm uzuvlarımın bağımsızlığını ilan ettiği bünyemde ateşimi kontrol altına alıp makul konuşmalar yapıp , makul davranmaya ve hatta makul rüyalar görmeye çalışıyorum.

misal rüyamda supermenvari bi şekilde uçmayayım yada en azından tayt ve pelerin giymemiş olayım. sağdan sola dönerken ciğerlerim koca tırı çevirircesine manevralanmasın , ve hatta burun spreyim beynime kadar etki edip beni mentollü halüsinasyonlarla baş başa komasın. çıkmayan sesimle doktor sırasında kavga etmeyeyim ve hatta hiç içmeyeceğim çayları şifa olur diye aşerircesine istemeyeyim ..

yatakta 4. günümün sonuna gelmişken bu oda bana geniş yelpazeli bir yaşam alanı oldu .. solumda kumanda , telefon, kitap , laptop ve havlularım ; sağımda bir poşet antibiyotik, ateş düşürücü , burun spreyi , bir rulo peçete, su , krem çaylar ve çikolatalar.. hepinize iyi akşamlar diler hastalığın ne lanet bişey olduğunu hatırlatmayı borç biliriz .. götünü başını kapalı tut şu günlerde mazallah benden beter olur koca kırmızı burunla palyaço gibi gezersin .. ah bu arada söylemeyi unuttum kadın programı kuşağı diye bişey var .. Allah düşmanımın başına vermesin .. gerçi çok konuşulmuş ve bi o kadar da klişeleşmiş bi konu ama uykudan uykuya geçtiğim ince çizgide bi bakarken ne varmış diye koca göbekli 3 trabzon burmalı , örgü yelekli bordo ojeli bi teyze bacak esneme hareketleri yaparken uyuya kalmışım ..

ha bi de .. o değil de .. ben büyüyünce marilyn olucam .. bu konuyu ciddi ciddi düşünüyorum bu ara .. ne gerekiyo yapıciiim bunun üstüne .. arz ederim ..

13 Kasım 2011 Pazar

ouw yes!

"kodumun firmaları ; siz ananızın karnından laboratuvar , üretim , kalite dökümantasyonu deneyimli mi çıktınız.. 2 sene oluyor mezun olalı, sen beni işe almazsa ben nasıl deneyim kazanıp konuma hakim , top yapmış bir mühendis olabilirim ki ? almıyor dimi senin kafan bunu mal , ve hatta öküz.. denyo , yontulmamış odun .. al işini başına çal.. sırf biyerlerden başlamak adına kalifikasyonumdan daha düşük pozisyonlarına bile başvuruyorum diye popon mu kalkıyo?  hem esnek çalışma saati , hem tam verim beklerken teklif ettiğin ücreti al kendine hamam parası yap bre dengesiz .. ben bunca yıl sana kölelik etmeye mi okudum ? illa başlıycam biyerden ve illa yapıcam kendi mesleğimi tüm zaafımdan ve zayıflığımdan faydalanmaya çalışan hanzolara inat .. firman yansın inşallah " demek geliyo içimden bazen ..ağzımdan köpükler çıkarken ve elimdeki bidon benzini üstlerine üstlerine savururken .. ama hani ben sakin salim bi insanım ya .. tüm bilmiş bilmiş konuşan, anlamsızca sırtımı sıvazlayan ve hariçten gazel okuyan insanlara gülümsüyorum uzun uzun .. ve onlara bu şarkıyı armağan ediyorum . ciğerimin en güzel yerinden kopup gelen..

7 Kasım 2011 Pazartesi

kedi o kedi



sana bunu kapkaranlık bi odadan harflerinin yerini unuttuğum bi klavyeden yazıyorum . klavyeyi gömek için monitörü çekerken kasanın arkası elimde bile kaldı .. aslında çok direndim yazmamak için .. istemedim de yazmayı esasen .. zaten pekte olmayan ( evet gerçekçi olalım, anlamsız balonlara gerek yok) yeteneğimin okuyucu kitlemin muhteviyatını ve niyetini gün be gün öğrenmek ve idrak etmek suretiyle iyice köreldiğini hissediyorum. zira gelecek ve geçmiş 7 düvel akrabam şu yazdıklarımı, küfürlerimi ve haleti ruhiyemi okuyup dünya kıvırarak yalan söylediklerim gerçeği yüzüme çat çat vururken yaratıcı olmam aslında hayalden ötesi değil.

basit hayatlar yaşıyoruz aslında .. çokta komplike olmayan her biri bir diğerine benzeyen insanların ortalama hayatları her biri .. ağlıyıp sızlıyoruz, üzülüp seviniyoruz çaresizlik ve mutluluk içinde yüzüyoruz dönem dönem .. ve her birimiz yalnızlıktan çılgıncasına korkuyoruz .. eşimizi bulmamızı kokular sağlıyor .. sevgi bilinenin aksine yürekte falan değil böbrek üstü bezinde doğuyor. 8 kişilik geniş bi kapasitemiz var aşık olmak için ama unutma sadece beyinde olabiliyor. affetmek tamamen yürek işi olduğu gibi , iyi insan olabilmek bilinenin aksine oldukça zor.

toplunum ortalama değer kriterine inatla herkes iyi olabiliyor . bunu %lerle nitelemek mümkün , çirkef olmak ise bedava ..

hayal dünyası zamanla gelişiyor , umutsuz kalmak için umutların , tutulan dalların birer birer kırılması şart.. gelinmesi gereken nokta ise yeni hayale takat kalmaması .. bu noktada bile cüneyt arkının vurulma sahnesinde yeniden kalkıp acımadı ki diye bağırması ise oldukça delilik ..

her insan deli aslında .. ya çok konuşan , ya ağlayan sızlayan , ya kafasını duvara vuran .. en tehlikelisi belki susan .. herşey yolunda gibi davranıp deliliği savuşturan .. istatistiklere bakıldığında tüm cinnetler onların eseri ..  bi kibrite bakar diye romayı yakan neron bunlara örnek olabilir benim gözümde .. kaybedecek tek bir lokması olmayanlar gene bu gruba girer ..

bakmayın bana , üstümü değiştiriyorum.


o diilde .. çok aşığım ben .. 

2 Kasım 2011 Çarşamba

Tespit

Budamak ne kadar egosal bir eylemdir.. 

Sirf senin istedigin goruntuye sahip olsun diye agaclar cicek acmaya hazir dallarini kesmek.. Ve ciceklerin boynunu bukuk birakmak.. 

Garip..

1 Kasım 2011 Salı

ohhhmmm

hadi şimdi hep beraber kapıyoruz gözlerimizi ..

kafasını kuma gömen deve kuşlarıyız bugün herbirimiz .. aslında burda değilmişiz hiç birimiz .. güneşli bi sabaha uyanmışız .. hafif esinti , yatakta şöyle bi gerinip tekrar uykuya dalma noktasında. acelen yok, ihtiyacın olmadığı gibi arzında yok.

hep birlikte totem yapıyoruz. ohhhmm falan .. mesela herşey yoluna girermiş gibi..

.. ve mutlu yaşadılar .. derlermiş gibi .. ah ah maşallahlar olsun demişler gibi .. ayh ayhh mutluluğun bozulmasını hisseder gibi ..

ve fon müziği .. küfreder gibi ..

27 Ekim 2011 Perşembe

ekim sıkıntısı , kasım sancısı

özledim çok ..

tek acımın dizlerimdeki yaralarda olduğu günleri özledim .. sonra kurduğum hayalleri ve o hayallerin zamanlarını özledim .. misal 10 yıl öncesini .. ergen bunalımlarımı ve saçlarım çirkin olduğu için sahip olduğum intihar eğilimlerimi özledim .. misal üniversiteyi kazandığım günü özledim .. emreyle sonuçlarımıza baktığımız o andaki şaşkınlık ve gururu, peki şimdi n'olucak hissiyatını .. kardeşimin çikolatasından aşırdığım , sokakta tozun toprağın içinde pespaye kaldığım günleri özledim ..

sesimin gür çıktığı , güçlü günlerimi özledim .. ananemi özledim sonra babanemi .. çok özledim hemde .. yalan söylemediğim , makyaj yapmadığım veya makyajımın akmadığı günleri özledim .. her sabah kendimi avutup , her akşam ağlamadığım günleri ..dünyanın merkezini kendim sandığım günleri özledim.

ben mutlu olmayı özledim .. bişeylerin gerçekten olabildiğini , yoluna girebildiğini , ideallerin gerçekleşebileceğini görmeyi özledim ..


21 Ekim 2011 Cuma

aptal diziler ve diğerleri

oysa herşey ziyadesiyle kolaydı dizilerde .. ha filmlere lafım yok .. en azından iyi kurgulanmış olanlarına , yoksa uzun kulaklı alienlerin sağdan sola zırt zırt ışınlandığı, uzay gemisinde sürekli bişeylerin bozulduğu , öhömmm ondan başka hiçkimse bunu çözemez tadındaki saçma polisiyeler hala makul gelmiyor ..

lakin ben dizileri çok kıskanıyorum. haset duygularım evet, en son bunlara el attı . kuşu, kelebeği, şarkıların bazı notalarını , sezonluk ama asırlık yaz çiçeklerini , sahaflardaki eski kitapları ve hatta şezlongları da kıskandıktan sonra sıra buna geldi . mesela kardeleni kıskanmadım aslında hiç .. yazıktı zira ona .. çok misyonu vardı hayatta.. sırf o mevsime programlandığı için doğuşu, karları delmeliydi o hep. insanlara azmin , başkaldırışın ve gücün simgesi olmalıydı. hiç sormadılar ona zannediyorum ki hangi mevsimde doğmayı tercih ettiğini .. ilkbahar iyi bir mevsimdi bence doğuşu için .. yazın habercisi .. ne çok sıcak yapraklarını yakmaya ne de köklerini üşütecek kadar soğuk ..

öyle miydi diziler .. hep bi ahenkle ilerliyor .. gerileceğini 10 dakika önceden sinyallerle alıyor dizi karakteri .. hürrem bi sezonda 87477893 tane çocuk doğurup gelinlik çağına getirebiliyor , bugün çok meşgulüm diyen adam akşama kadar toplantı odasında yalandan gerilim yaşıyor .. çoğu dizi karakterine Allah katından çuval çuval para iniyor ki işe güce bakmıyor.. akşama kadar cam çiçeği gibi gelen geçeni izleyip köşe başında amcasının kaynının torunuyla falan fingirdiyor. 8 bilinmeyenli denklem çözercesine, hayatın anlamını bulurcasına  ya da asgari maaşla ay sonunu getiren aile babası misali dertleniyor , dalıp gidiyor her boş (!) anında ..  tüm ergenler intihara niyetleniyor , sıkışan ayılıp bayılıyor , olmadı deliriyor.

amma ve lakin .. öyle mi ki gerçek hayat ? ayın sonu gibi başı  da gelmiyor. sıkıştığında bayılmayı bırak sesi bile çıkmıyor insanın .. ne şişe dibinde arayabiliyorsun kaybolan seni (zira ertesi gün işe gidiyorsun çakı gibi) ne de delirebiliyorsun seni gün be gün kamburlaştıran hüznüne müteakip..

oysa delirsem .. martı olup uçsam, alsam sırtıma bi çanta keşfi aleme çıksam, kaybolsam da bulunamasam .. herşey kırmızı olsa misal , yada çiçek .. hiç kış gelmese de ben üşümesem hiç .. misal üzülmesek artık hiç .. telefon çalsa , ya da kapı .. bi kapı açılsa önümde .. yepyeni .. istediğim gibi .. misal evim olsa bembeyaz.. misal kabus olsa bunlar .. apaydınlık sabaha uyansam , çok güzel bi kahvaltıya gitsem yeniköye .. sevdiğimle ..


14 Ekim 2011 Cuma

Kardelen ayse

Hayatimda bi cok betimleme sifati oldu.. İyi dedim rutin, can sikici bisry yokken etrafta .. Cok iyiyim dedim annemlerle yaptigim bayram tatilinin ardindan.. Mukemmelim dedim sonra bu tatilin ardindan sevgilimin gozlerinde kaybolunca..

Sonra ehhler basladi.. Kotuydum kendi meslegime ulasamayinca, cok kotu oldum lanet insanlarla ayni is ortamini paylasmak zorunda olunca.. Evim benim olmayinca ve bi cok seyde .. Beterdim aglarken aitlik ekime layik belki tek sey olan yatagimin ustunde ..

Beterin beterini gosteren kaderime sukurler olsun simdi.. Pamuk kralicelerimi kaybettim ; oksuzum.. Meslegimden oldugunca uzak olmanin yani sira anlamsiz yaptirimlarla ve cilgin egolarla ugrasiyorum.. Ve en sonda isini yapamayan adamlara is ogretmek namina 13 saat depoda calisiyorum bilfiil.. Koli koli urun ayirip, palet tepelerinde geziyorum.

Cunku bunun icindi iyi bir liseden mezun olma, sabahlayip girilen sinavlarla hak kazanilan 2 universite diplomasi, tubitak projeleri, bitirme tezleri, 2 dil , erasmus ve birsuru basari hikayesi ..

Yok cocuklar okumayin .. Ben okudum, kardelen ayse gibi okudum ..

Sarki

10 Ekim 2011 Pazartesi

Dinleyin

Bugunun sarkisi bu ..

İster popomuzu uzun ugraslar sonucu isittigimiz koltukta oturup disarda ne bicim yagmur var lan diyerek yada o bicim yagmurda deliyle yakin temasta kalmiscasina toprak kokusunun yogunlastigi dar alanlarda gezip, o yagmur kadar yogun olamasa da yanaginizi islatirken, ama hicte boyle olmiycakti kii simdi niye boyle oldu diyerek yeni ergen gibi saga sola sinirlenip, bazende sadece susup islanirken dinlenesi sarki ..

bunlar yazinin siirleri olsun.. (1) (2) ikisi birden haleti ruhiyeme tercüman olsun .. 

8 Ekim 2011 Cumartesi

karaköy akşamı

Size bi karakoy aksamindan ehemmiyetsiz ayrintilar ve enstantaneler bildirmeyi borc bilir gorev addederim..

Ama herseye basindan baslamak, ayrintiyi kacirmamak namina yeri geldiginde onda bogulmak gerekir.

bir aylik gurbet limiti dolup sila hasretiyle yanmaya baslayan ben, kendimi cuma aksami ilk trene atmaya yeltenirim.. Zannederim ki kolay, he he heeyt diye nanik yapar lakin kader arkadan..


Ah ne yesek nasi yapsak telasi  aman be yeaa yla sonlanip meshur bilmemne ustanin sofrasiyla son bulur amma ve lakin karakoy nasilsa dedigimiz yer lokasyonunun namina yakisir bir kavgayla karsilar bizi , ama asil ilginc olan insanlarin tepkisizligidir, ne yerde yatan adama ambulans, ne kavgaya polis cagiran semt esnafi bide oturup seyreder agzi burnu dagilan adamlari elde cekirdek.. Hadi sen bi kosu bakta gel denen sevgili kavganin ortasinda kalip ezandan sonra sokakta kalmis cocuk gibi yana yakila cagirilir .. Ohaa kan oldu lan yerler edasinda kavga izlenmeye devam ederken dukkana giren semt kadar eski hayatini fiziksel yorgunlukla kazanan bayan noluyo yaa ! Sorusuyla tum dikkatleri uzerine ceker.. Vay efenim nerlerdesiniz ozlettiniz kendinizi tepkisini duyan biz tenis maci seyreden kedi edasiyla  oha burasi daha ilginc diye o tarafa yoneldik.. Bir iki sohbetin ardindan bu tarafta sikti zira biz zaten o bayanin semtinde misafir oldugumuzu onun ve saz arkadaslarinin ise ev sahibi oldugunu animsadik ..

Sahile indigimizde cok daha ilginc olan cruz fotografi ceken , cruz ceken ve hatta hesapta iten arkadaslarla karsilastik .. Ben cok merak etsemde bu kafanin musebbibini .. Sustum, sadece sustum ..

Mevsimi olmadigi halde kestane yiyip balik tutamayan hirsli bos bakkallari izlerken vapur geldi .. Ve sukurler olsun bu aksam boylece bitti..

Hayat tuhaf .. Cruzlar, kavgalar, mamalar filan ..

6 Ekim 2011 Perşembe

Yemek gibi ..

Boyle bi kekremsi , sanki az pismis, sanki kabartma tozunu ya da şekerini koymamis gibi .. Bisey eksik gibi..

Sanki akabinde siparis edilen sufleyi beklerken ozensizce yer gibi .. Bazi yerlerinde hazdan ölürken , bazen de gozden yas getircek kadar eksi , alinda boncuk ter birakacak kadar aci gibi .. Hem cok sevip hemde cok doymus gibi bazen .. Tabaktakine hasretle bakip tek bi lokma yiyemiycekmis gibi .. İcin gidip , izlemek oylece sogumasini ..

Ama en cok oruc gibi .. Mukemmel bi masaya iftara davetli olupta aksama kadar o masanin hayalini kurmak gibi .. Selameti umarak sebat gibi ..

5 Ekim 2011 Çarşamba

Ruya

Sevgilim ..

Seni gordum ruyamin en guzel yerinde ustumde beyaz elbisemle .. Yamacimdaydin.. Tam gozlerine bakip sana biseyler anlatirken uyandim birden, ne guzel betimledim o uyku arafinda sana sevgimi bilsen.. Yanimda olsaydin durtup uyandirsaydim seni istedim sana sayfalar dolusu konusmak icin ..

Diycektim ki .. O ugur bocekleri kadar salinarak seyirtiyorum cevrende, zira o ugur bocekleri gibi sans ve mutluluk getirdin bana .. Diliyorum ki hep cikolatali meyve tadinda olsun hayatimiz ve hep gunesli olsun gunlerimiz..

Sarki

26 Eylül 2011 Pazartesi

doğmuştum ..

elimde orta şekerli kahvemle bir kez daha bakıyorum geçip giden bir yılıma ..

hayatımı artıranlara , eksikliğini her daim çektiklerime .. sakin salim ve hatta sessiz bir doğum günü düşünürken tüm renkleriyle hayatıma gelip bana 3 gün 3 gece doğum günü yapanlara ..

"falımda çıkmıştı ama .." dediğim geçen günlerime baktım önce .. kocaman sevinçlerime ve hediyelerime .. atlayıp zıplamalarıma , susmayan telefonuma .. bide topladığım böğürtlenler düştü aklıma .. daha bi keyiflendim .. ışıldadı gözlerim inceden .. bi kere balıklar doymuştu benimle , bide martılar .. çok özlemişim bide eski evimi .. ağaçlı yollarımı , su kemerimi ..

geçen senemi hatırladım her adımında sarıyerin ..

üzüldüm sonra ..

aslında dedim .. çok farklı hayal etmiştim ben bu yaşımı .. korkuyla yürüdüm 26 ya .. stabillik korkusu ta ciğerimde .. değişmeli bişeyler .. bilincindeyim ziyadesiyle .. zaten o yoranda ..

çok korktum ayılmaya pazar sabahı .. şükür ki uyandıranım güzeldi .. bazen hiç uyanmak istemediğim bi hayalde barındıran da oydu zaten .. ve yine tek uyandıracak ..

yazının şarkısı ..


21 Eylül 2011 Çarşamba

mirat

Aynadaki aksinin gozleriyle cakisti savas boyalarini surunurken .. Bildigi ama unutmaya calistiklarini ona bikmadan soyleyen ve yine onu sevkatle koruyup saklayan ondan baska da kimsesi yoktu aslinda ..

İnsanlarla konusmaktan vazgecmisti asirlar once zira insanlar ona bisey yapamazdi sikintisi dahilinde , hem hicbir zamanda istemediler ellerinin tasin altina girmesini .. Kendi kadar sevmiyordu onlari da ergensel bir asilikle..

Ve kelimelere gerek kalmayinca ve anlatmaya hacet.. delilige vurdu , ayselin yolundan ..

sonra bi şarkı çaldı ..

20 Eylül 2011 Salı

Sahil.. Kokusu falan..

Kelimelerim yoruldu .. Agzimdan cikan ve icimden gecen her cumle ataletini kaybetmiscesine, susuz kalmis cicek gibi solup gidiyorlar .. Yo hayir bitmedi daha anlatacaklarim .. Aksine her gecen gun yenisini koyuyorum cebime anlatilmayi bekleyen hikayelerin .. Ama bisey oldu sanki .. Bi kem goz belki wodoo buyusu surekli kalbime igne saplayanlarin yaptigi .. Tek sira durmuyor bu ara kelimelerim eskiden uygun adim zihnime dusenler simdi agir aksak ve birazda kafalari guzel geliyolar ..

Dusununce onlari da suclamiyorum .. Ben de boyle duygulari ifade etmek durumunda kalsam , mesela nefes alabilmek icin kullanilsam doner arkami kacardim.. Onlar gene ugruyola kafalari guzelken ..

Cayirbasi sahilidir sebebim .. Ve orda doktugum gozyaslari .. Cok ozlemisim topraklarimi .. Kendimi .. İsimde mutsuzken, annemi ozlemisken, ananemi kaybetmisken, param yokken ve istanbulda bi basima kaldigimda doktugum gozyaslarini unutmus .. Gucsuz gormusum kendimi.. Bak bunlar da gecti dercesine bi resimli gecit sundu bana en guzel kokusuyla ..

Ve ben bunlar bittiginde la paloma dinliycem en sevdigim sahilde ..

16 Eylül 2011 Cuma

Vahamet..

Saclari ozensizce toplanmis , gozleri sismis aglamaktan .. Yuzunde adeta asirlarin yorgunlugu .. Ehemmiyetini hatirlatiyor aldigim solugun ve bitmek bilmeyen egonun anlamsizligini sanki .. Olumde var dercesine ..

Ne kadar anlamsizlasti birden kosturmam, kavgalarim ve simarik isteklerim o odanin icinde .. Onun yaninda .. Neyin pesindeydik ki .. Nereye varirdi bu ehemmiyetsiz karmasa .. Ben sinsem senin korkundan, sen sampiyon olsan .. Mesela en kocaman ego sende olsa .. Ne degisir hayatimizda?

Hangi kosturma sonunda bi soluk fazla verir bize mukafat? Aglayan cocugu hangi azar susturur ya da karninda tasidigi subyani asirlardir bekleyen ama kaybeden anneyi hangi kelime teselli eder? Cicek mi gider o odaya? Yoksa cikolata mi? Huzurla uyur mu o anne bidaha kalbinin sesini duydugu cocuk toprak altinda uyurken ?

İcim bosaldi gozlerimden zerre dokulemezken .. Dilim lal oldu bi taraftan sacmalarken .. Kiymetini bilmeli insan her neyin icinde olursa olsun .. Aldigi nefesin, gordugu her siluetin .. Zira .. Olumde var be ..

şarkı..

12 Eylül 2011 Pazartesi

butterflies

gözünün önünden hayat geçerken tatlı veya can sıkıcı .. herkes biyerlere koşturup , kendini paralarken iş için veya ferah seviyesi için .. tam o hengameye düşeceğin anda, dante gibi ortasındayken hayatın .. huuuup diyerek çekmek kendini kenara .. onları izlerken de  bunu dinlemek ..

haftanın mükemmeli de bu olsun ..

6 Eylül 2011 Salı

liar liar !

tüm insanlar yalancıdır ..

öyle veya böyle .. yalanla doğar .. yalanla büyür, öngörüleni yaşar ve yine yalanlarla ölür .. doğrular ise hep cam fanuslarda , yastık altlarında ve ceket ceplerinde saklanır ..

doğrular aslında hep sır olanlardır .. yalanlar is havada savrulan .. tahammülü yoktur insanoğlunun doğrunun ayyuğa çıkmasına .. zırhı delinmişcesine sağa sola savrulması, ağlaması ve mutsuzluğu işte bu yüzdendir ..


yalan söylemeye kendiyle başlar insan .. en büyük yalanı zaten kendine söyler insan ..en büyük yalanı kendilerine söyleyen insan ; öğretilmiş başarılarla,filizi kesilmiş duygularla ve hintlivari bi pozitiflikle yaşar .. ve en acısı söylediği yalanı nadiren farkeder ..

zira salaktır insanoğlu .. iyi değilken iyiyim der kişisel motivasyon kisvesi altında .. mutluymuş gibi yapar , pozitif kalma gayreti evrene pozitif enerji gönderme saçmalıklarının tümü bir gün gerçekten iyi olabilmek adınadır .. yani gelecek zamanın hikayesini hastalıklı bi kafayla yaşar .. ve asla kabullenemez mutsuzluğu ,yenilgiyi ve kaybetmeyi .. hep bi polyanna ,, hep bi masa kahramanı .. erkek dayak yediği kavgada kendini savunur sen bide karşı tarafı gör narasında ; kadın ise benim kocam yapmaz safsatasında ..


insanoğlu unutur bazen "insan" olduğunu .. deri ve kemikten .. duygu ve arzudan donandığını .. etrafındakilerin de aynı şekilde formülize edildiğini .. ya yapmadığını ister karşı taraftan mütemadiyen veya karşı tarafı bürünemeyeceği bi kostüme hapsetmek derdinde ömrünce .. nihayetinde ise sonsuz bi mutsuzluk .. inceden .. sızlayan yara gibi .. delikanlı damarı yenilgiyi kabullenemediğinden ise hep sinirli , hep öfkeli kendine ve diğerlerine .. ne yüzü güler .. ne gönlü .. herkesin alnında bi agresif çizgi .. gülmekten kaz ayağı olan yok denecek kadar ..

kabullenmek büyük erdem azizim .. öncelikle kendini , duygularını , sonra başkalarını .. herşeyin iyi gitmeyeceğini , bazen yenileceğini , düşeceğini , dibe vuracağını ..

insanın süperman olmadığını kabullenmesi büyük erdem ..


4 Eylül 2011 Pazar

Muzmin mutsuzluk

Ve yine maslow yuzundendir mutsuzluk .. Piramidindeki kendini gerceklemeye bi turlu erisemeyen insandir toplulugu huzursuz eden, arabesk dinleyen ve basari hikayelerinden tiksinen ..


2 Eylül 2011 Cuma

beeesame ..

jön yüzlü lokum sesli besame muchoyla başlar deliliğe ramak kalan geceler de, ah keşke sabah olsa dilekleri .. (sabah olunca dünyanın daha güzel olacağı safsatasına inanan tüm salaklardaki gibi ..

sağ sol hareketleri , dikkat dağıtma oyunları ve lalalala lar .. ve tekrar besame mucho ..

ait olmanın en derin kuyusundaymış oysa ki aidiyetsizlik hissi .. bayramdaki ilk kesme baklava kadar tatlıyken 3. gün sodalık ve hatta nane limonluk eden de gene o kesmeymiş .. aslında tarif etmek istediğim pek bi başkaymış ama .. niyeyse bi türlü konuya giremez yamacında seyirtirmişim .. ne o koşa koşa geldiğin ne gittiğin ev seninmiş .. böyle bi sallanırmışın arada .. iki arada .. bi dereye hasret .. cenk alanında safsız kalmış alacaklı asker gibiymişin .. ne hedefin .. ne de uğruna ölünecek bişeyin varmış .. egolar uğruna lego olurmuşun .. pek geç anlarmışın da bakakalırmışın .. bi göz oda anlatmaya yeterken derdini .. tüm cihan almış baltalarını gelirmiş sana sana .. sen karıncayı incitmezken , en büyük vebali bilmeden yüklenivermişin boynuna .. ezilmişin de altında , gık dememişin .. zaten desen de duymazmış kimsecikler .. rötantide süren hayatın da şüphesiz rötantide bitermiş .. dönüp bakınca da ..

en çok senmişin seni dert eden .. gerisi fasa .. fiso bile hacetsiz ..

mesela şansım olsa ..misal geçse karşıma 16 yaşım .. evire çevire döverdim .. dizlerim artık morarmasın diye ..

sonra bi sakinlik .. sessizliğin sesi .. fırtına sonrası .. yer gök ıslak .. zemin müsait ..

tuz yakmak nazara .. sirke kem göze iyi ..



26 Ağustos 2011 Cuma

Chuck Mangione, Maslow ve diğerleri ..

Hizki ve ofkeli hayrani , bulundugu bolgede de fazlasiyla aktif ama oldukca gereksiz espriler yapan bi dolmus soforunun makam arabasindayim .. Yorgunluktan artik aglarken ve kendi hissiyatimi dusunecek enerjim yokken hasbelkader karsilastigim ve bana en buyuk gayesini cok buyuk bir ayipmiscasina fisildayan kadin geliyor aklima .. İlahi bi saka olaraksa children of sanchez basliyor desteklercesine ..

Cok kiskaniyorum .. Denizler otesi kocaman hayalleri oldugu icin .. Keske diyorum daha cok destekleseydim herseyi birakip fotografcilik ogrenmek isteyen ve sevgilisiyle Cleveland'e yerlesmenin esiginde olan kadini ..

Sonra kendime dönüyorum hızlı aldığım bir virajda .. Benim hayallerim niye bu kadar sig peki diyorum?son sürat calismaya baslayan zihnime bu sefer maslow dusuyor .. murphy gibi beni asla yalniz birakmayan maslow .. cevabimi aninda alip sinirleniyorum duruma .. durumuma ..

Gene sans eseri izledigim bi programdaki bi diger kadin affedin ve unutun diyor .. Sikisip kalmayin hayatta .. Kendinizi ve enerjinizi ozgur birakin .. Zaten iyi bir insansaniz istekleriniz gelip sizi bulur .. Nihayetinde bir kere geldigimiz su noktayi taclandirmak bizim elimizde .. hem ne ehemmiyeti kaliyor ki aldigimiz solugun hayalerimizi gercekleyemedikten sonra ? olmus gibi yasayin diyor hayallerinizi birde .. benim asirlardir yaptigim totem aslinda varmis diyorum ince gulumsemeyle .. ama keske yapabilsem bir de .. inansam kalpten .. biliyorum ki olacak bu sefer ..

ben aslında herseyi birakip gitmek istiyorum ..

yoruluyorum ..

uyuyorum ..

23 Ağustos 2011 Salı

şarkı

..
..
..
..
..
..
..
bi gün bu kadar keyifli olması dileğiyle ..

öptüm bye ..

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Pazartesi

Derin soluk alarak gec kaldigi pazartesiye yetisme cabasinda ..

Fikrindeki yogunluktan , kafasindaki seslerin gurultusunden duymamis zir zir calan saati .. Simdide kosarak , deparlarla gidiyo para kazanmaya sanki kendi yermis gibi ..

Lanet pazartesiye , 22 agustosa telkinler , nefesler ve totemlerle basliyor .. Tum kalbiyle inanmak isteyip herseyin guzel olabilme ihtimaline, her gun cikan terslikleri gormezden gelircesine inaniyo toteme .. Zaten bu hal ve tavrindan dolayi iskillenenler es kaza evini bassa cingen cadiri gibi odasini gorunce kesin cakip kaziga yakarlar gun dogarken ..

Cok sikkin cani .. Dua ediyo her sabah bugunde delirmiim nolur diye .. Stres esigi yuksekki halen dusup bayilmadi kaybolan bi anda ..

Koyunden yeni gelmis bi hulya kocyigit cehaletinde, bi turkan soray iyimserliginde hala dunya hergun zihnini , duygularini ve inancini sikerken ..

Biterken en uygun sarki calmaya basliyo birden .. Oturup agliyo haline .. Akan makyajini temizleyip karisiyo cigerini sokecek insanlarin arasina ..


21 Ağustos 2011 Pazar

misal rüzgarmışım ..

bu ara canım bişey yazmak istemiyo ..

gene çok düştüm hayat derdine .. kim ne yapmış , ne demiş .. ah ben ne olacağmışım .. ay yok bugün oturayım da yarın gidermişim .. aman onu da görmeyeymişim .. pozitif olaymışım da pozitif kalaymışım .. herşey pek iyiymiş aslında da ben salak görmez imişim .. öyleymişte böyleymiş .. hayat güzel , insanlar mutlu herşey püripak imiş esasında .. tepemdeki kara bulutlar görüş alanımı daraltıp bakışımı sığlaştırdığından göremez önümü oturur yanarmışım halime ..

ah bir diyebilsem koy götüne rahvan gitsin deyye .. ah bir esen rüzgar ses etmeden kimselere savurup götürse beni de simyacı misali .. güneş olup girmektense insanın gözüne gözüne , yıldız olsam bakmadan görünmeyen .. görmeye emek isteyen .. zorla öğretilen ders değil de , sahafta bekleyen kitap olsam .. şöyle mis koksam ..

essem gitsem .. uçsam gitsem .. en olmadı terastaki salıncakta zırt diye ölüversem ..

ay şiştim gene .. başladı yanak şişiren puflarım .. atiim derken kendimi denize .. orhan veli düşüyo aklıma .. sonra alakasız 3 mısra daha ..


"Baka kalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel; Serde erkeklik var, ağlayamam. "

peki diyorum .. n'apıcam ben ..

o değil de ders çalışmam lazım .. Allah'ım lütfen delirmiim .. bugün de delirmiim ..

dırıp dıp dıp dıp dırırırıırp .. 

bi şöyle olup oturamadım götümün üstüne huzurla .. ona yanarım ..


13 Ağustos 2011 Cumartesi

ince hastalıklı artis

etrafımda çok anlamsız şeylerin olması .. ve zincirleme olması .. ve sadece benim değil tüm hayatlara sirayet etmesi ..


zannediyorum ki her bir gök cismi birbirine ters açılı .. zira makul başka bir açıklama göremiyorum bu anlamsız duruma .. bazen kaderci davranıp "vallahi hayırlısı " falan diye zırvalayasım, her bir durumdan ders çıkarasım geliyo ama farkediyorum ki beni adım adım geriye itmekten başka bir işe yaramıyor o da .. bu ara ise tam bir protest yaklaşımla herşeyi yakıp yıkasım , ters giden herşeyi elimin tersiyle itip koşarak güneşin batışına koşasım denizin üstünde yürüyesim var .. zira bazen onun olabilitesine dahi inanıyor bünyem .. nihayetinde umut dünyası .. ha bu arada bloğun istatistiklerine baktığımda en çok umut yazan insanların karşısına çıkııyormuşum .. bu tezatlıkta gülmelik çerez zannediyorum ki ..


evet biliyorum bunu .. istersem ziyadesiyle yakıcı yıkıcı bi zat olabilirim .. olmuşluğum var gene olabilirim .. sükunetim tevekküle inancımdandır .. ama güzel planların yapılabildiğini gördüğüm bir mevsimde bu yaşananları zerre haketmediğim görüşündeyim .. (tekil değil çoğul konuşuyorum bu arada.. ben ve saz arkadaşlarım adına .. ve hatta tüm çingeneler, marilyn ve ince hastalığa yakalanan tüm yeşilçam artisleri adına) ben de robadan elbisemin içinde o ağaçtan o ağaca sürüm sürüm sürtünerek salak topuklularımla seyirtmek aptal parmak hareketleri falan yapmak istiyorum .. ve eğer saçı bi gecede beyazlayan bi insan olacaksam fazlaca kimyasala maruz kalmaktan olsun kaygısı taşıyan bi bünyem var .. ve hatta kanseri bile göze aldım .. ha sonuç ne . tevekkül ..

hayatımın her aşamasındaki gibi derin bekleyişim ve anlamsız motive sözlerim .. tost yesem yarım dünya olurdum her söz öbeğinde .. kaktüsten başka yeşilliği yaşatamıyor olmam beceriksizliğimden midir hala bilmem ama sabırsızlığımın sonucudur çürüyen kökler .. hayatıma dair bazı sıkıntılarım var elbet diyor bir tiyatro oyununda ismini unuttuğum yakışıklı jön .. lakin o bana verilen en büyük hediye .. bakıyorum yazıya defalarca .. yazdığım gün izlediğim an ve ne derece etkilendiğim geçiyor zihnimden .. bide şimdiye bakıyorum .. bu mudur yani .. elinde daha iyisi olmadığı için tatmin olunması gereken kuru bir hediye olarak hayat .. ne banal ve bayat .. büyük insanların özelliği hedeflerinin olmasıymış .. bi bilir söylemiş .. bok yemiş o .. öyle olsa ölçüşemezdi hulk benimle .. ve al sana pırasa demezdi hayat her yolun sonunda ..

o değil de .. ne güzel iftardı be .. özlemişim .. ve özlüyorum her fırsatta .. ha bi de eski sevgilim .. iyi ki "eski" sevgilim olmuşsun .. sen olmasan vallahi aldığım nefesin kıymetini bilemezmişim .. hayat batarmış her noktada ve mağrur bünyem özgürlüğün tadını bilemezmiş esareti görmeden .. vallahi çok seviyorum seni .. hayata bağladın beni yokluğunla .. her ne yapıyosan orda kal der öperim gözlerinden ..

ha bide paulo coelho "elif"i anlatıyo .. eski hayatları falan .. iyi ediyo .. okuyun bence .. uğraştım haleleri görmeye ama hala başaramadım .. olsun ben zaten biliyorum edebi bi çingeneydim ben hayatın her alanına hakim .. ve yalanlar öldürdü beni eminim brütüsün hançeri gibi aniden .. çok güzel kahvaltı takımları beğendim birde bugün .. kendi evimdeki ilk pazarıma kadar alıcam 70 parçasını en havalısından .. açıp balkona kocaman bi masa .. 1 ay sırf kahvaltı yapıcam ..

öperim .. 

11 Ağustos 2011 Perşembe

Gunluk rapor

Sevgili aysel ..

En renkli giysilerimi kusanip , kivira kivira konusup , kivira kivira yasiyorum .. Ya cok seviniyor ya da mutsuzluktan yerle yeksan oluyorum .. Bildigin uzre hissiyatimin korunmaya musait bi optimum noktasi yok .. Bagira cagira eglenip , aglarken dunyayi durduruyorum ..

Ve en zoru akil sagligimin stabilitesini buna ragmen koruyup kollayabilmek icin olanca gucumle yeldegirmenleriyle savasiyorum .. Umutlarima simsiki sarilip denizin boyumu asan yerinde onlarla yuzuyorum ..

Sende boyle miydin? Peki mutlu muydun? Ben hissetmiyorum .. Calisip cabaliyorum ama kapanmis gibi duyargalarim ..

Aysel ordan nasi gorunuyorum?

raporuma istinaden ..

5 Ağustos 2011 Cuma

ç"aldım"

"ben nerede degilsem orada cok mutlu olacakmisim gibi geliyor" diyor bir blogda .. aslında dalgın değildim ben .. ve hatta telkinlerle iyiydim bile .. sanırım şu ana kadar ..

birden flulaşıyor etrafım .. olmadığım yerler düşüyor aklıma .. bi kuple özlem ve kucak dolusu hasretle .. yalnız yaptığım iftarlara ve bomboş baktığım duvarlarıma inat bambaşka bi yerdeyim .. bazen keşke dediğim .. hani acaba dediğim ve ah be diye iç çektiğim ..

boylu boyunca .. enine boyuna , arşın arşın mutsuzum .. ceplerim keşkeler dolu ..

ve akşamıma tecavüz eden blogun aslına uygun şarkısı ..

mesela deli saraylıymışım .. cazibe hanımmışım yada .. gündüz düşlerinde boğulan ..

4 Ağustos 2011 Perşembe

Sigaramin dumani


Ne icini dokup sayfa sayfa doldurdugun kagit, ne de elindeki mendilin gozyaslarina yaren mim gibi orta yerinde sikintinin.. ve hakim tum yaralarina ..

Bi can havliyle , son dalinmiscasina hayatta sarildigin ilk dumani anliyor icinin yanginini sigaranin.. ve yok oluyor seninle her nefes ..

şarkı filan ..

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Lunapark

Lunapark gibisin sevgilim ..

Carpisan arabalardaymiscasina tartismalarimizin ardindan Crazy dance a binmiscesine cildirtiyosn bni bazen .. Gondolun en uc koltugundaymis gibi geriyosun beni demeye kalmadan su adini bilmedigim ama en cok eglendigim masadaki toplar gibi paslasiyoruz seninle .. Once gayet ciddi .. Akabinde gulmekten 2 buklum .. Ne top kaliyo sonunda .. Ne paslar , ne atilan goller ..

Zira sensin beni atli karinca sakinliginde , donme dolap becerisiyle bulutlarsa gezdiren .. 


2 Ağustos 2011 Salı

böyle bi kadife .. bi bişey ..

yapılacaklar listesi o kadar uzun ve koskocaman bir ömür var har vurup harman savuracak .. bahar rehavetini atıp , hissiyatı da şöyle bi kenara koyup ektiklerimizi biçme zamanı..

-zor mu?
-evet .. olsun .. ciğere dolan ilk nefeste zordu .. sonuncusunu vermekte zor .. mühim olan ise aradakilerin vazgeçilmez olması ..

bülent ortaçgilin kadife sesi tadında yaşamak hayatı asıl mühim olan aslında ..

aslında diyorum ki .. uçan balon olsam .. her pufta daha çok büyüyen .. kocaman olan .. ipten tutanı da alıp terk-i diyar eylesem .. toplu iğne ucu kadar eserim bile kalmasa ..

27 Temmuz 2011 Çarşamba

ederlezi..

günün şarkısı bu ..

hadi ağlayın biraz bana ve ederlezi zamanlarına .. en çokta çingenelere ..

25 Temmuz 2011 Pazartesi

mesela çingeneymişim ..

bununla başlar ,,

çingene olmak isterdim ben en çok .. kocaman , upuzun eteğiyle gezen .. kendini en ufak bi notada kaybeden ve sanki o beden ondan ayrıymış gibi müziğe tam uyumla birden yok olan bir çingene ..

tüm kadim büyülere , efsunlara ve fallara hakim olmak sonra .. rüyalarımda görmek istediğimi .. yanlışı erkenden bilip örtmek üstünü geçeceğim çukurun .. gözlerinden tanımak sonra insanları .. yüzüne diyebilmek bir de sen kötü bir insansın diye .. sıkıştığımda bi bakla açıvermek gökkuşağı eteğimde .. kafamda kocaman sarılmış bi örtme .. elim belimde gezmek belkide ..

hüznümü de mutluluğumu da doruklarında yaşamak .. kim nasıl düşünür diye dertlenmeden .. çığlık çığlığa şakımak bi sokak arasında .. hatta 2 de göbek atmak .. yada ağlamak bi kaldırımda salya sümük duymadan "deli ayol bu" söylemlerini ..

daha bi özgür olmak istiyorum belkide .. şöyle sallana sallana .. yıkıla yıkıla yürümek .. deriiin bi nefeste dünyayı solumak ve kocaman bi "puff"ta yerle yeksan etmek canımı sıkan herşeyi .. şöyle kısık gözlerle bakıp dünyaya senin ananı bellerim diyebilmek ..

frida olmak aslında .. onun kadar güçlü olabilmek ..


bununla da biter ..

Çoğuna rahmet

-spoiler

9999 kisi olmus okuyan.. Nasil da denk gelmis actigimda , tesekkur ederim her birinize ve yorulmadan utanmadan gozlerinizden operim her birinizin .. Utana sikila az birazda aman be yae kim okuycak ki zatene siginip basladigim yazilarimda hadi yenisini yazsan ya bekliyoruz tepkileri gelmeye basladi .. Canimsiniz vallahi ..

Operim gozlerinizden .. Gunun sarkisi bu .. Bi de iyi haftalar .. Ben ameliyat oluciim bu hafta , laf aramizda cok korkuyorum .. zannedersem kaciciim sedyeden ..

Spoiler-

20 Temmuz 2011 Çarşamba

gündüz düşü

şimdi şu an ..

kalksam gitsem şurdan .. şu havalı amerikan filmlerindeki sahneler gibi .. koşarak uzaklaşsam .. ama hava bi parça bulutlu olsa .. koştukça uzaklaşsam önce gerçeklikten , sonra şehirden .. herşeyden .. şişse göğsüm havaya doymak için .. daha çok şişse hızlı koşmak için ..

bi ev çıksa önüme hansel ve greteldeki gibi .. şeker gibi .. boydan camlı .. bi sandalyesi olsa camın önünde .. bi de kahve sıcacık .. hafif bi de müzik .. çekip çıkarsa beni içine düştüğüm akvaryumun .. hani balıklar havasız kalınca dayıyo ya kafasını suyun ufkuna .. ufkum olsa o kahve .. açılsa tüm duyargalarım  .. bide cama yağmur vursa .. buğulansa yeşil .. baktığım artık gördüğüm olmasa .. birden netleşse yolum .. havada yağmur kokusu .. yollar tertemiz ..

dönüş yolunda aceleci olmasam .. sallana sallana .. koklaya koklaya ..

dilimde bi satır ..

"bütün dünyayı kucaklamak istedim ama kollarım yetmedi"

içimde başka bi müzik ..

19 Temmuz 2011 Salı

Gibi

Emaneten ipinden tutulmus ucan balon gibi .. Yenilmeye doymayan pehlivan , onundeki maclara bakabilen pozitif futbolcu gibi .. Sarkidaki dilenci gibi .. Yazmaktan yorulmayan yazar, okumaktan bikmayan cirkin gozluklu kiz gibi ..

İnanmaya muhtac gibi .. Tembel clark kent miskinliginde gibi .. Ama tam degil ..

Son raddede Kanser oldugunu Ogrenen hastanin korkulu vurdumduymazliginda .. Son vapuru kaciracagini anlayan ama bi ihtimale siginip yine de kosan cebinde taksi parasi olmayan cocuk gibi .. Ama tam oyle de degil ..

En cok tutunmak istedigi dala seyirtirken agactan dusup olen maymunun son aninda yasadigi hayal kirikligi gibi .. Evet iste tam boyle .. Aptalsin maymun ..

18 Temmuz 2011 Pazartesi

ucu yanmış biyografi ..

hep bi serra yılmaz dinginliği istedim şu hayatta .. mağrur, sakin, acelesi yokmuşçasına .. ama daha ziyade bi nazan öncel şarkılarının dengesizliği , bi ajda pekkanın gerginliği ve banu alkan havuz başında parmak ucunda yürürken o parmağın üstünde hissettiği yük oldu omuzlarımda ..

sığ bir sığır gibi dalıp gittim bazen giden trenin ardından .. bazen bineceği vapuru kaçıracağını düşünen saati yanlış insan insan gibi koştum bi önceki vapura .. ve 2 vapur arasındaki sürede hayatının en büyük yanlışını yapmış gibi ezilip büzüldüm bazen ..

saati sorana 7 ceddini anlatan sokak başındaki evin camından sarkıp çekirdek çitleyen dedikoducu teyze oldum kimi zaman .. anlatırken sorunun temasını unutup paragrafını sonuçsuz bırakan .. ve asla "standart" cevabı veremedim naber sorusuna uzun uzun derinlere bakıp sigaramdan bi nefesi sanki ciğerlerim onu çılgıncasına arzularmış gibi içime çekerken ..

gözlerim dumanlı ve derinlere dalarken unutamadım kendimi asla .. hep gergin ve diken üstünde geçti ömrü hayatım .. ya ağlamamak için dudağımı ısırıp kanattım .. ya da ağladım kendimi kaybedercesine .. salya sümüğüm çenemden akıp mendilim bitesiye kadar .. hiç şöyle bi 2 damla inci tanesi düşürüp sessiz sessiz ağlayabilen bi yapım olmadı ..

ya doya doya dibine kadar yaşadım tüm duygularımı .. ya da sıvayıp paçalarımı zıp zıp geçtim duygu sellerinin arasından ..



ha sevdim tabi .. hiç sevmemiş , kana kana su içer gibi .. ibadet eder gibi sevdim .. dünü olmadığı gibi yarını da yok gibi sevdim .. sonra daha çok sevdim .. taparcasına .. yarının kaygısına düştüm dünü düşünürken .. tavan arasında unutulan antika tablo gibi anlamsızlaştım birden .. bağrı yanık dostlara selam edip reveransımı yaptım tanıtmak adına şahsımı ..

şimdi ise .. en ön saflarda destek veriyorum kendilerine .. dönüp bakıyorum arkama bazen .. yok kimse .. ben lelelele die koşuyorum tutuşan eteklerimi söndürmeye .. bi bardak su buluyorum .. eteğimi söndürüyorum da .. bağrımın yangını hep var .. ne dilime değiyo .. ne kandırıyo kendine su ..

yine de deva ediyorum aqua terapiye yorulmadan .. totem yapıyorum her gün .. totoş oluyo tutmayınca .. ona da sövüyorum bi posta .. atıyorum stresimi .. dedim ya "standart" olamıyorum .. haddinden fazla seviyorum .. ve daha da fazla korkuyorum ..

14 Temmuz 2011 Perşembe

Aysel'e guzelleme

Aysel gureli ozledim .. Sanki onunlayken dunya daha bi guzeldi .. Her gordugumde onu rengarenk piril pirildi .. Sanki koyu renkler yok gibi dunyada .. Hep fosforlu .. Sanki kotulukler yok gibi .. Hep iyi .. Sanki ölüm yok gibi canli .. Ve hersey mumkunmus gibi hayatta .. Neseli ve umut dolu ..

Onunla birlikte en cok umut öldü sanki .. Simdi hersey namumkun .. Hersey donuk .. Biyerde hayatini okumustum .. Yasadigi zorlukla dalga gecercesine anlatirken yuregi kaniyodu .. Ve sanki ben ondan ogrenmistim "deli" olmasini .. Simdi ise dayanagimi kaybetmis gibiyim .. Nerden ogrenicem delirmesini? Yok gibi yapip bu hayatla dalga gecmesini? Yada kuru umutlarin yeserecegine nasil ihtimal vericem koru korune .. Delilige sarsam? Totem yapsam? Ne biliim aslinda olmus gibi yada hic yokmus gibi davransam .. Kan kussam da bloody mary ictim desem misal? Ayselsizde guzel olur mu acaba hayat .. Yada o kadar umut dolar mi insan ..

Ama ben biliyorum .. Ne kadar ayselde olsa .. O da aglardi dudaklarini isira isira ,, kendini inandirmaya cabalarcasina dinlerden benim hala umudum var' i benim gibi .. Rengarenkte olsa disi ,, gorurdu icimdeki kara boslugu gozluge ihtiyac duymaksizin .. Ve anlardi tek kelimemi duymadan dislenmis dudaklarimi .. Zaten bi o gorurdu onlari .. Aynadaki aksinden aşina yerlerine ..

11 Temmuz 2011 Pazartesi

1 yil sonra ..

Hissederim saniyodum .. Cokta emindim oysa kendimden .. İcimden mavallar okuyodum insanlara "bizim aramizdaki bag hic birinizde yok , pehh!" diye ..

Sonra bisey oldu .. Ben misil misil uyurken hic hissetmedim , ne uykum kacti, ne gogsum sikisti.. Kocaman hic.. Hem yakismiyodu ki bu durum hic, birak bi adim sonrasini , bu adim bile sindirilecek gibi degildi.. Kose baslarinda birbirimize belli etmeden agladikta , ona hep gulduk .. Yalanlar soyledik koca koca ondan cok kendimize .. "hersey cok guzel olacak" girizgahli .. Cok istedik guzel olsun diye ya.. Hic yuzumuz de kizarmadi soylerken bu yalanlari ..

Sonra annem .. Sonra yollar .. Hatirlamiyorum hic neler duydugumu , yalan aslinda hangi kelimeden sonra nefes aldigi bile zihnimde annemin .. Hangi kelimeyi algilayamadigim.. Hangisinden sonra yere yigildigim .. Ve hangi kelimeyle birden yola ciktigim .. Yolda en cok hangi anlari hatirlayip ah ettigim ve en buyuk keskelerim hep aklimda ..

Ama hala cesaretim yok yuzlesmeye .. Bazen yokmus gibi davranmak kolaylastiran aldigim nefesleri .. Hala kocaman ozlem icimde .. Annemle konusurken buyuyen yumru hala bogazimda .. Bi yil oldu ama ne yutabildim , ne birakabildim ..

İlla devam ettim yoklugunda hayatima ama olmadi ki eskisi gibi .. Hep eksik.. Nasil yaniyo canim hala .. Dalga bile geciyorum yoklugunla ama gene en cok benim canim yaniyo .. Cok ozledim .. Cok ozledim .. Gidip uzaniveriyorum yanina usulca .. Aliyorum ellerimin arasina topragini ellerinmiscesine .. Opuyorum gul yanaklarini opercesine gozun gibi baktigin gullerini .. Olmuyo ama .. Ne unutabiliyorum .. ne alisabiliyorum..

Agliyorum arkandan sanki dun gitmiscesine 1 yil sonra dahi ..
Rahat uyu pamuk kralicem ..

bu da dinlemelik ..

8 Temmuz 2011 Cuma

kelebek

misal kelebek olsam ..

rengim üstümde olsa .. saklanmasam .. gizlenmesem ..
ordan oraya uçsam .. olabildiğince, gidebildiğimce uzağa ..
en mühimi .. istediğim gibi olsam , istediğimi yaşasam ..
sevdiğim adamla sevdiğim yerde olsam..
sevdiğim için koşturup bitkin düşsem..
günün sonunda ölsem bile ..mutlu ölsem ..

bunu dinle..

6 Temmuz 2011 Çarşamba

yönettiğimin stresi

2 haftadır stres yönetimi eğitimine katılıyorum .. yani , hali hazırda ve sürekli bünyemizde bulunan stresten kurtulamayacağımızı kabullendik .. savaşmıyoruz .. onunla yaşamaya ,kabullenmeye ve bünyemize de yedirmeye çabalıyoruz .. aslında çaresiz kaldığımız konuda egemenlik kazanma çabasındayız yani .. herneyse ..

eğitim sırasında öğreniyorum ki maslow gerçekten varmış .. sinir de olsam , nefrette etsem varmış .. işin ilginci erkekler için saygınlık ilk ihtiyaçken , bayanlar daha ziyade barınma ve güvenliği dert ediyolarmış .. bundanmış piyango kazanan erkeğin 2 yıla herşeyini kaybederken , kadınların evleri, arabaları dizip emlak zengini olmasının nedeni ..

derin derin soluk almak gerektiğini , hemen salaklar gibi gülmek gerektiğini ve "kapat" dediğinde beynin negatiflikleri sonlandıracağını öğreniyorum .. farkediyorum ki zaten yapıyorum ben bunları delilik kisvesi altına saklanıp .. akabinde kokluyoruz lavanta poşetlerini burnumuza sokarcasına.. verdiği melissa çayını ise akşam beni görmeye gelip ,özlediğim havayı bana solutan ailemle bomboş televizyona bakarken demlemek için getiriyorum eve .. huzur dolmak , yatışmak için .. anahtarlar çantamda kalıp, zile basarak eve girmenin mutluluğu içimde ..

oysa şu an zaten huzurluyum .. istediğim yerde ve istediğim insanlarlayım .. bi eksikle ..

bu da yazının norması gibi şarkı ..

5 Temmuz 2011 Salı

şarkı

an'ın şarkısı ..

bu da bi sonraki an'ın şarkısı ..

4 Temmuz 2011 Pazartesi

delirmek güzeldir

delirmek güzeldir ..
  • en mutsuz anında oturup ağlamak yerine bağıra bağıra şarkılar söylemek .. 
  • insanlar , olaylar , herşey sana doğru ve karşı geldiğinde onlar aslında olmamış ve hatta hiç yokmuş gibi davranmak .. 
  • ve hatta yaranı sarıp sarmalak yerine tuz basmak , kabuğunu yolup sürekli kanatmak .. 
  • olabildiğince ve en alakasız yerlerde dahi içinden geldiği gibi davranmak .. 
  • denizin kenarına oturup boğulasıya kadar , insanları önemsemeden ağlamak.. en soğuk havada dahi istiyorum diye o denize ayaklarını sallandırmak .. 
  • olmaz dendikçe üstüne gitmek ve kaybedeceğini bazen bile bile inanmaktan vazgeçmemek..
bazen sadece "-ee nolmuş yani" diyebilmek kulağına fısıldanan negatif ve olası kayıp hikayelerine .. 

güzeldir zıp zıp zıplamak mutluluğunda yaşına yakışmaz denen yaşta dahi .. çılgınlar gibi gülebilmek en sessiz ortamda ve ağlayabilmek mutluluktan.. körü körüne bağlanabilmek inancına ..

çok sevmekte delilik .. onsuz geçirdiğin günün sonunda aslında yaşamamış gibi hissetmek .. moralin bozulup gene ona sarmak .. sebepsiz kavga etmekte .. 

aslında hayatı iliklerine çekmek delirmek ..

diğer türlü es geçiyormuşcasına sızlıyor içim her akıllı davrandığım anda .. 

bi de şarkı tabi .. 



  • bi günlük tatilde "hayat lan bu nefes almak lazım" diye çıktığın yolda ceza yiyip yinede canını sıkmadan kızgın kumlardan denize atlamakta güzeldir .. ve ciddi delilik gerektirir .. zira hayat "naptım lan ben çok mutsuzum"la "koy götüne rahvan gitsin be hacı" nın arasında geçen saçma bi süreç .. aman be hacı koy götüne rahvan gitsin .. 


**aytaççım .. ersincim .. ithaf olsun be yau .. 

29 Haziran 2011 Çarşamba

yarım

yarımdı ..
neresinden bakarsan bak yarım ..
sevinci yarımdı bi kere .. bişeyi olsa bişeyi kesin eksik kalırdı .. zaten hepte yarım gülerdi bu sevince yakışırcasına .. hiç bi adama tümden sahip olamadı .. istedi ama olmadı .. biliyodu aslında "sahip olmak" fillinin içindeki kaba tınıyı ama yinede incindi "olamadıkça" .. oldu derken bile yarım yamalak yalanlar söyledi kendine , tam olurum ümidiyle ..

işleri güçleri de hep yarımdı .. çok istediği gelmedi , geleni sevmedi falan ..ideali hep oldu .. ama gerçekleyemedi .. klasik hayatına post modern bi yaklaşımı vardı.. çekilebilir kılmak adına hayatı yarım kahkahaları , yalandan hikayeleri vardı sonra ..

ne sarhoş olabildi tas tamam şöyle sızana kadar , ne de ayık bıraktı kafasındakiler .. çöldeki mecnun gibi insanların arasında ..

hüznü de yarımdı .. zira güçlüydü hep .. görünürdü en azından .. ödü koparken , acıdan titrerken bile güçlüydü .. belki hiç bişeyi tam değildi ama görünüşü çok güçlüydü ..

minimum zamanda maksimum verim hedefinde , hep yarım yamalaktı .. ne süresi minimumda kaldı , ne verim maksimuma vardı .. carnottan hallice verimlerle çabaladı ..

sonra korktu çok .. laf aramızda onu da gösteremedi .. yarım yamalak gene ..

tek ayakkabı gibi .. en tatlı yeri bardakta kalmış kahve gibi ..

yazı da yarım yamalak zaten ..

sonra şarkı ..

27 Haziran 2011 Pazartesi

Mevsimsel bunye

Kisin usuyup kalin giyinen insan evladi sanki o marul gibi giydigi kiyafet zirh olmuscasina daha bi zor guvenir karsisina .. Bundandir aslinda kisin baslayan iliskinin yurumemesi .. Zirha alismis kisi, yazla birlikte birden ciplak kalan adama soyle bi bakar .. Aaa der sen miydin?

Yazin gelmesiyle yuzey alani genisler gunesle temas eden , kan daha bi fikirdar ve sorgu sual gozetmez asik olmaya ve inanmaya ..

Ama en piside yaz geldi diye acilip sacilan , baya ciplak kalan bunyenin mevsim normalleri disinda bi durumla karsilasip eblek gibi , mal gibi kalmasi.. Gece birden uyanip ne bulduysa ustune gecirmesi .. Can havliyle yorganlara dolanmasi .. Usumus icini isitmaya kaynar sular aramasi .. Filann ..

O degilde bu hava ne be .. Gene kaldim dimdizlak incecik .. Kesin bu haftada hasta olucam yae ..

26 Haziran 2011 Pazar

Su havalar ..

Hersey guzelken ya tersine donerse korkusu gibi gunesli havalar .. Hep salak bi mutluluk var icinde ama bi taraftada ya yagarsa yagmur gerginligi .. Ustume de bisey almamistm , bak smdi yaa goruyo musun ..
Beklenen tum felaketlerin basina gelmesi oysa kapali bi hava .. Daha gercek .. Korkulan hersey olmus, ve sen orda , herseyin tam ortasindasin .. Korkup cekinilecek hic bisey yok .. Dert etmen gereken bisey de .. Daha fazla ne olur ki rahatligiyla karsilamak herseyi .. Ne buyuk huzur ..

Bide camdan disariyi seyrederken icini isitan kahve olsa .. Disarda yagmur yagsa .. Dusuncelerin artik nizamla gecse zihninden .. İntizamdan guzel havalardaki gibi odun vermesen .. Diyo ya orhan veli ..


Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.



Tam oyle ..

Camdan bakarkende bu calsin..

22 Haziran 2011 Çarşamba

Gece gece ..

Gene kabardi kimya damarim .. Kimi nukseden olumcul bi hastaliga yakalanmisim da bilincinde degilmisim gibi benim icin endiselense de ,, bu sefer olacak ..
Bir ben de kalsam bana inanan , destegim, tek siginagim ve yardimcim .. Bu sefer olacak ne pahasina olacaksa ..

Cok korkmustum ve rndiselenmistim olmamasi gerekirken huzurlu uyuyabilmeme bir sure zira .. Oysa oraciktaymis .. Endiselenmistim bi sira öldü diye ama daha harlanmis .. Beni kavurmaya gelmis ..

Öyle yada boyle.. Tek veya cok sesli ..

Bu sefer olacak ..

19 Haziran 2011 Pazar

Bir bahar aksami

Bundan yillar , yillar onceydi ..

Kocaman bir masanin etrafinda , her biri bir digerinden pekte farkli olmayan gunler yasayan , her biri kendi kucuk dunyasini kurtaran , hayati sirtlanmis , arada sikayet etseler dahi asla isyan etmeyen anne ve babalar otururmus .. Bunlarin ufak tefek birer ikiserde cocuklari varmis .. Anne babalar masada dunya kurtarir , cocuklar bez bebeklerin ebeveyni olur, radyodan da inceden muzeyyen senar sakirmis ..

Sarki degismis, birden bisey olmus .. Sanki oda birden aydinlanmis .. Babalardan biri birden susturmus tum babalari .. Cabuk demis acin su radyonun sesini .. Ve simdiye kadar sarkilari dinledigini bile bilmedigimiz baba , yanindaki annenin elini tutup gozlerine bakip " bak " demis .. " ne caliyo .. Hatirladin mi ? Bizim sarkimiz .." baslamis oda muzeyyen senarla parlarken gozlerinin ta bebegi .. Bir bahar aksami rastladim size,Sevinçli bir telaş içindeydiniz,Derinden bakınca gözlerinize, Neden başınızı öne eğdiniz?..

Ve oradaki cocuklardan biri , birden farketmis .. Onlarin aslinda sadece anne ve baba olmadigini .. Aslinda bir birini cok seven birer asik oldugunu birbirinin gozlerinin icinde bogulurken anne ve babasi ..

Gulumsemis en icten .. Bi huzur .. Anlamsiz bi mutluluk cokmus ustune .. Bi daha hic kalkmamis .. O geceden sonra , her gece dua edermis yatarken Allah'a acip avuclarini .. O'na babasi gibi koca versin diye ..

17 Haziran 2011 Cuma

Feribot

Oksarcasina bi yagmur .. Bu yollardan onceden de gecmistim ama sanki degildi boyle denizin havasi, hic zor olmus muydu istanbuldan ayrilmak bu kadar? Ya da usutmus muydu ruzgar bu denli? İliklerimde kan diye sen aktigin icin mi sizliyor icim yoklugundaki serinde ? Peki ne zaman katettik bu kadar yolu? Zamanda az pahada cok %57 lik prosesi? Dizlerimizin kanlari kosarken dustugumuzden mi? Her defasinda bikmadan basladigimiz yolumuzdan..

Nasanin programlariyla kemik gelisimi birden anlam kazaniyo hayatimda .. Sooyle irice ve kapi gibi bi astronot tum temennim ..

Just a perfect day .. Diyo lou reed .. Ne hos bi yagmur .. Sigaramda olaydi ..