21 Ekim 2010 Perşembe

sordum .. bilemedin ..

oysa dedi ansızın .. sigarasından son fırtını çekerken beyninde fingirdeyen düşüncelere karşı çıkmak istercesine .. ben bunların hiç birini istemiyordum aslında .. oysa dedi tekrar .. eline taşıyamadığı bir silah verilip savaş alanına gönderilmiş çocuk gibi baktı birden etrafına .. anlamlandırabilmek için gözündeki sarı cisimciğe düşen görüntüleri .. ben sadece masallarda anlatılan topraklarımızdan istiyordum bi parça.. minicik bir parça.. orda huzurla yaşayıp öyle de ölecektim .. oysa şimdi nerdeyim .. baksana .. elime insan öldürmem için verilen bir silah var .. benden kendimi unutmam isteniyor .. ve bırak bunları ben daha taşıyamıyorum bile bunu ..

bitti sonra sigarası .. sanki gördüğü bütün kötülükleri öldürür gibi söndürdü sigarasını .. hırs ve öfkeyle ezdi filtreyi .. odanın içine baktı boş .. bomboş gözlerle .. saniyeler süren sigaranın aptallığını atınca üzerinden ürktü içindeki durumun ahval ve şeraitinden .. en çok sorduğu soruydu kendine son zamanlarda .. insanlar gibi kendi de bıkmıştı sorgulamaktan .. "peki napıcam ben?" işte gene ordaydı koca soru işareti .. aylardır sırtında duran kamburu .. yavaş yavaş yer etmeye başlamıştı kendine en acısı da .. zira geçip bitmediği zamanla küçülmediği gibi büyüyordu an be an .. evini sırtından ayırmayan kaplumbağa gibi onunla yaşıyordu .. ama ne alışıyor ne de kabullenebiliyordu .. acıyodu işte .. canı yanıyordu .. soru işaretinin kalbine takılan kancası kanatıyordu çünkü .. ne alıveriyordu canını .. ne de sevinç ünlemine dönüşüyordu..

koyuvermek lazım bazen diyordu düşünürler .. akıntıya bırakmalı bazen kendini .. belki de ona karşı kürek çekmek en büyük hata .. oysa görmeliydi .. bilmeliydi gideceği yeri kendini akıntıya bıraktığında dahi .. zira huzursuzdu yapısı .. bilmeliydi , görmeliydi .. belkide yapamadığı mühendisliğin kattığı tek şeydi hayatına .. hayaller hayatında asla yer bulamamıştı .. onları elinde süpürgesiyle kovalayan bir cadı olmuştu hayat boyu .. şimdiyse sıkı sıkıya sarıldığı realite ters köşe yapmış ardı ardına kroşelerini gömmüştü o makyaj dahi yapmaya kıyamadığı duygularına ..

soruyordu kendine kanındaki alkol oranı arttığı zamanlarda ,, kulağına fısıldıyordu ama hafiften .. bak .. sorucam sana bunu .. bu arada düşün makul bi cevap bul .. susup kalma , boynunu eğme bana diye .. tekrarladı hep .. bak .. sorucam .. kaçma .. gelecek bu sorunun zamanı .. düşün .. zaman geçti .. birden geldi soru çat diye .. hay allah hiçte beklemiyoduk sizi dedi .. düşüncelerim dağınık kusura bakmayın .. bilsem geleceğinizi şöyle dip köşe bi temizliğe girerdim .. ne gülümsedi sorucu ne bir tepki verdi .. hadi dedi .. cevap ver bana .. tanıdığım zamanda düşünmüş bulmuş olmalısın .. baktı öyle .. gözünde akmaya nazır tek damlayla.. yok dedi cevabı .. istedğin cevabı verecek tek bir sebep bulamadım .. aksine bi çok neden buldum gitmen için .. ama kalman için nedenim yok ..

üzüldü sorucu .. sarıldı boynuna .. bütün analitik hissiyatını çıkardığı ceketinde bıraktı .. sarıldı ağladı sabahlara kadar .. kendine üzüldü .. üzüldü ..

bi sigara daha yaktı ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder