4 Mart 2011 Cuma

bacıma ..

Pek muhterem bacım ..

nasılsın inşallah .. iyisin iyisin .. malum zaten iyi olmaktan başka pekte alternatifimiz yok ..

benden kelam edecek olursak bir garibim bu ara .. içimde orkestrasını kaybetmiş şefin hüznü .. öyle oturup uzun uzun geçmişi yad edecek zamanım olamıyor (olsa zaten seni arayacağım) ama böyle birden bişeyler, bişeyleri çağrıştırıyor .. aklıma hiç olmadık bişey düşüyor .. bi ağlamak doluveriyo içime .. bilmediğim yollarda kaybolmak istiyorum ..(kaybolmamışım gibi) başladığım yere geri dönmek, bambaşka hayatlar yaşamak istiyorum .. bu beni hiç mutlu etmedi .. yenisini istiyorum ..


hani fin del mundo da oturup düşünüyoduk .. "daha kötü nolur ki" diye .. şimdi alıyorum bu sorunun cevabını .. biliyo musun hep daha kötüsü varmış.. şimdi ise kendimi güçlü hissetmek adına diyorum aynada .. seninle konuşur gibi .. "daha kötü nolabilir ki?" sonra geri alıyorum sözümü bi şaplak atıyorum ağzımın ortasına .. hep geliyo daha kötüsü .. beni yalancı çıkarmak istercesine .. hep diyorum ya sana .. o yaz tatillerinde mesai yaparcasına buluşup kahvecide bomboş .. boşluğa baktığımız hiç konuşmayıp öööyle anlaştığımız zamanları öyle özlüyorum ki .. keşke hayatın hep o yükü olsaydı omuzlarımda .. sinirleniyorum sonra evrene .. "50 kiloluk insana bu kadar yüklenilmez ki " diyorum .. hani dağına göre kar? buzdağı mıyım ben ? hiç derin olmadım ki ben ..

sürekli alternatif planlar dolanıyo beynimde .. en hızlı işletimciden daha hızlı işliyo yemin ederim sana .. sebebini sonucunu geçtim zaten ,, bütün alternatifleri birer birer yaşıyorum .. gün içinde 3 fikir değiştiriyorum .. en son fikirle "evet budur" diye yatağa girip rüyamda gördüğüm yepyeni bi fikirle uyanıyorum..


nurciyi aradım geçen gün .. hani konuşmuştuk ya .. tamamen mahrumiyet bölgesi dedi .. sokakta yürüyen kadın yok! ama dedi merkez daha iyidir .. en azından kadın vardır sokakta .. yaptık tüm planları .. haftasonları yanıma gelecek nurci .. bende müstakil ev tutuyorum şöyle bahçeli .. turp yetiştiricem .. zaten başka da bişey yetişmezmiş orlarda :) şöyle de bi köpek alıcam kapının önüne ..mis işte .. daha ne olsun .. hıımm dedi ki bu çocuklar türkçe konuşamıyo da yazamıyo da .. aa dedim bacımınkinden beterleri varmış .. diyim de sevin .. yalnız değilsin .. :) sonra hocamı aradım .. eylülde gel dedi bekliyoruz .. annemler bekliyo .. akraba eş dost bekliyo .. ve en son .. ben .. ben de bekliyorum .. belki hala burda iyi bişey olabileceğini .. bi sabah çok farklı bir enerjiyle uyanacağımı .. ve o günün şaşırtıcı ve mutlu geçeceğini .. olucak diyosun ..duyuyorum .. ben de diyorum bacım .. ölürcesine inanmak istercesine ..

hani dergilerin arkasında fareyi peynire götürün diye bulmacalar vardı ya .. işte o fare gibi hissediyorum kendimi .. gördün ya .. önümde birsürü çıkmaz yol .. doğruyu bulma uğraşı .. acizce çabalama .. bide 7 farklar vardı .. sen hep kendininkini bitirir benimkine yanaşırdın .. ben pür dikkat ararken çiçeklere baaaak .. şapkaya baaak diye fısıldardın kulağıma .. keşke olsan da fısıldasan gene .. ayıramıyorum iyiyle kötüyü bu ara .. dikkatimi verdikçe daha çok girip kayboluyorum resimde .. bi bakıyorum tek fark ben olmuşum ..

seninle görüştüğümüzden beri o kadar çok şey değişti ki .. gidenler , kalanlar .. olanlar .. olmayanlar .. keşkeler .. iyikiler.. çok şey öğretiyo bana bu ara hayat .. sanırsın tüm felaketlerini üstüme boşaltıyo .. güçleneyim .. kuvvetleneyim diye .. demir gibi oldum yeminle .. tepki bile vermiyorum inanırsan ..

ama ne var biliyo musun .. en çok o kahvecide kurduğumuz hayalleri özlüyorum.. geçenlerin kıyafetlerini , sevgililerini eleştirmeyi .. kısssss noldu biliyo musun ları özlüyorum ..

dönsek ya 2 yıl öncesine .. çok mu zor dersin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder