26 Eylül 2011 Pazartesi

doğmuştum ..

elimde orta şekerli kahvemle bir kez daha bakıyorum geçip giden bir yılıma ..

hayatımı artıranlara , eksikliğini her daim çektiklerime .. sakin salim ve hatta sessiz bir doğum günü düşünürken tüm renkleriyle hayatıma gelip bana 3 gün 3 gece doğum günü yapanlara ..

"falımda çıkmıştı ama .." dediğim geçen günlerime baktım önce .. kocaman sevinçlerime ve hediyelerime .. atlayıp zıplamalarıma , susmayan telefonuma .. bide topladığım böğürtlenler düştü aklıma .. daha bi keyiflendim .. ışıldadı gözlerim inceden .. bi kere balıklar doymuştu benimle , bide martılar .. çok özlemişim bide eski evimi .. ağaçlı yollarımı , su kemerimi ..

geçen senemi hatırladım her adımında sarıyerin ..

üzüldüm sonra ..

aslında dedim .. çok farklı hayal etmiştim ben bu yaşımı .. korkuyla yürüdüm 26 ya .. stabillik korkusu ta ciğerimde .. değişmeli bişeyler .. bilincindeyim ziyadesiyle .. zaten o yoranda ..

çok korktum ayılmaya pazar sabahı .. şükür ki uyandıranım güzeldi .. bazen hiç uyanmak istemediğim bi hayalde barındıran da oydu zaten .. ve yine tek uyandıracak ..

yazının şarkısı ..


21 Eylül 2011 Çarşamba

mirat

Aynadaki aksinin gozleriyle cakisti savas boyalarini surunurken .. Bildigi ama unutmaya calistiklarini ona bikmadan soyleyen ve yine onu sevkatle koruyup saklayan ondan baska da kimsesi yoktu aslinda ..

İnsanlarla konusmaktan vazgecmisti asirlar once zira insanlar ona bisey yapamazdi sikintisi dahilinde , hem hicbir zamanda istemediler ellerinin tasin altina girmesini .. Kendi kadar sevmiyordu onlari da ergensel bir asilikle..

Ve kelimelere gerek kalmayinca ve anlatmaya hacet.. delilige vurdu , ayselin yolundan ..

sonra bi şarkı çaldı ..

20 Eylül 2011 Salı

Sahil.. Kokusu falan..

Kelimelerim yoruldu .. Agzimdan cikan ve icimden gecen her cumle ataletini kaybetmiscesine, susuz kalmis cicek gibi solup gidiyorlar .. Yo hayir bitmedi daha anlatacaklarim .. Aksine her gecen gun yenisini koyuyorum cebime anlatilmayi bekleyen hikayelerin .. Ama bisey oldu sanki .. Bi kem goz belki wodoo buyusu surekli kalbime igne saplayanlarin yaptigi .. Tek sira durmuyor bu ara kelimelerim eskiden uygun adim zihnime dusenler simdi agir aksak ve birazda kafalari guzel geliyolar ..

Dusununce onlari da suclamiyorum .. Ben de boyle duygulari ifade etmek durumunda kalsam , mesela nefes alabilmek icin kullanilsam doner arkami kacardim.. Onlar gene ugruyola kafalari guzelken ..

Cayirbasi sahilidir sebebim .. Ve orda doktugum gozyaslari .. Cok ozlemisim topraklarimi .. Kendimi .. İsimde mutsuzken, annemi ozlemisken, ananemi kaybetmisken, param yokken ve istanbulda bi basima kaldigimda doktugum gozyaslarini unutmus .. Gucsuz gormusum kendimi.. Bak bunlar da gecti dercesine bi resimli gecit sundu bana en guzel kokusuyla ..

Ve ben bunlar bittiginde la paloma dinliycem en sevdigim sahilde ..

16 Eylül 2011 Cuma

Vahamet..

Saclari ozensizce toplanmis , gozleri sismis aglamaktan .. Yuzunde adeta asirlarin yorgunlugu .. Ehemmiyetini hatirlatiyor aldigim solugun ve bitmek bilmeyen egonun anlamsizligini sanki .. Olumde var dercesine ..

Ne kadar anlamsizlasti birden kosturmam, kavgalarim ve simarik isteklerim o odanin icinde .. Onun yaninda .. Neyin pesindeydik ki .. Nereye varirdi bu ehemmiyetsiz karmasa .. Ben sinsem senin korkundan, sen sampiyon olsan .. Mesela en kocaman ego sende olsa .. Ne degisir hayatimizda?

Hangi kosturma sonunda bi soluk fazla verir bize mukafat? Aglayan cocugu hangi azar susturur ya da karninda tasidigi subyani asirlardir bekleyen ama kaybeden anneyi hangi kelime teselli eder? Cicek mi gider o odaya? Yoksa cikolata mi? Huzurla uyur mu o anne bidaha kalbinin sesini duydugu cocuk toprak altinda uyurken ?

İcim bosaldi gozlerimden zerre dokulemezken .. Dilim lal oldu bi taraftan sacmalarken .. Kiymetini bilmeli insan her neyin icinde olursa olsun .. Aldigi nefesin, gordugu her siluetin .. Zira .. Olumde var be ..

şarkı..

12 Eylül 2011 Pazartesi

butterflies

gözünün önünden hayat geçerken tatlı veya can sıkıcı .. herkes biyerlere koşturup , kendini paralarken iş için veya ferah seviyesi için .. tam o hengameye düşeceğin anda, dante gibi ortasındayken hayatın .. huuuup diyerek çekmek kendini kenara .. onları izlerken de  bunu dinlemek ..

haftanın mükemmeli de bu olsun ..

6 Eylül 2011 Salı

liar liar !

tüm insanlar yalancıdır ..

öyle veya böyle .. yalanla doğar .. yalanla büyür, öngörüleni yaşar ve yine yalanlarla ölür .. doğrular ise hep cam fanuslarda , yastık altlarında ve ceket ceplerinde saklanır ..

doğrular aslında hep sır olanlardır .. yalanlar is havada savrulan .. tahammülü yoktur insanoğlunun doğrunun ayyuğa çıkmasına .. zırhı delinmişcesine sağa sola savrulması, ağlaması ve mutsuzluğu işte bu yüzdendir ..


yalan söylemeye kendiyle başlar insan .. en büyük yalanı zaten kendine söyler insan ..en büyük yalanı kendilerine söyleyen insan ; öğretilmiş başarılarla,filizi kesilmiş duygularla ve hintlivari bi pozitiflikle yaşar .. ve en acısı söylediği yalanı nadiren farkeder ..

zira salaktır insanoğlu .. iyi değilken iyiyim der kişisel motivasyon kisvesi altında .. mutluymuş gibi yapar , pozitif kalma gayreti evrene pozitif enerji gönderme saçmalıklarının tümü bir gün gerçekten iyi olabilmek adınadır .. yani gelecek zamanın hikayesini hastalıklı bi kafayla yaşar .. ve asla kabullenemez mutsuzluğu ,yenilgiyi ve kaybetmeyi .. hep bi polyanna ,, hep bi masa kahramanı .. erkek dayak yediği kavgada kendini savunur sen bide karşı tarafı gör narasında ; kadın ise benim kocam yapmaz safsatasında ..


insanoğlu unutur bazen "insan" olduğunu .. deri ve kemikten .. duygu ve arzudan donandığını .. etrafındakilerin de aynı şekilde formülize edildiğini .. ya yapmadığını ister karşı taraftan mütemadiyen veya karşı tarafı bürünemeyeceği bi kostüme hapsetmek derdinde ömrünce .. nihayetinde ise sonsuz bi mutsuzluk .. inceden .. sızlayan yara gibi .. delikanlı damarı yenilgiyi kabullenemediğinden ise hep sinirli , hep öfkeli kendine ve diğerlerine .. ne yüzü güler .. ne gönlü .. herkesin alnında bi agresif çizgi .. gülmekten kaz ayağı olan yok denecek kadar ..

kabullenmek büyük erdem azizim .. öncelikle kendini , duygularını , sonra başkalarını .. herşeyin iyi gitmeyeceğini , bazen yenileceğini , düşeceğini , dibe vuracağını ..

insanın süperman olmadığını kabullenmesi büyük erdem ..


4 Eylül 2011 Pazar

Muzmin mutsuzluk

Ve yine maslow yuzundendir mutsuzluk .. Piramidindeki kendini gerceklemeye bi turlu erisemeyen insandir toplulugu huzursuz eden, arabesk dinleyen ve basari hikayelerinden tiksinen ..


2 Eylül 2011 Cuma

beeesame ..

jön yüzlü lokum sesli besame muchoyla başlar deliliğe ramak kalan geceler de, ah keşke sabah olsa dilekleri .. (sabah olunca dünyanın daha güzel olacağı safsatasına inanan tüm salaklardaki gibi ..

sağ sol hareketleri , dikkat dağıtma oyunları ve lalalala lar .. ve tekrar besame mucho ..

ait olmanın en derin kuyusundaymış oysa ki aidiyetsizlik hissi .. bayramdaki ilk kesme baklava kadar tatlıyken 3. gün sodalık ve hatta nane limonluk eden de gene o kesmeymiş .. aslında tarif etmek istediğim pek bi başkaymış ama .. niyeyse bi türlü konuya giremez yamacında seyirtirmişim .. ne o koşa koşa geldiğin ne gittiğin ev seninmiş .. böyle bi sallanırmışın arada .. iki arada .. bi dereye hasret .. cenk alanında safsız kalmış alacaklı asker gibiymişin .. ne hedefin .. ne de uğruna ölünecek bişeyin varmış .. egolar uğruna lego olurmuşun .. pek geç anlarmışın da bakakalırmışın .. bi göz oda anlatmaya yeterken derdini .. tüm cihan almış baltalarını gelirmiş sana sana .. sen karıncayı incitmezken , en büyük vebali bilmeden yüklenivermişin boynuna .. ezilmişin de altında , gık dememişin .. zaten desen de duymazmış kimsecikler .. rötantide süren hayatın da şüphesiz rötantide bitermiş .. dönüp bakınca da ..

en çok senmişin seni dert eden .. gerisi fasa .. fiso bile hacetsiz ..

mesela şansım olsa ..misal geçse karşıma 16 yaşım .. evire çevire döverdim .. dizlerim artık morarmasın diye ..

sonra bi sakinlik .. sessizliğin sesi .. fırtına sonrası .. yer gök ıslak .. zemin müsait ..

tuz yakmak nazara .. sirke kem göze iyi ..