13 Nisan 2011 Çarşamba

şaşkın tavşanın gözleri

bembeyaz kağıt gibiyim sevgilim seni severken ..

kirlenmeye en açık renk olan beyaz,, bunu hiç dert etmeden rahat rahat yazıp , yazdıklarını en net görebileceğin renk gene .. demiş ya özdemir asaf .. dalga geçercesine .. beynimizle oynaşırcasına .. "bütün renkler hızla kirleniyordu , önceliği beyaza verdiler"

ve ben .. ilk defa bembeyazım .. önyargısız .. özensiz .. beklentisiz.. her hareketini itinayla aklının en derinine kaydeden ve aynı tezatlıkla en küçük bir hareketinde incinen..

o okuduğum kitaptır mümessili bu haleti ruhiyenin .. bir adam düşün ki anlattıklarıyla 2 saat karnını ağrıtana kadar güldürdü seni .. ve her servis seferinde 2 saat yazdıklarıyla ağlatıyor beni ..


bu arada ben hiç beyaz olamadım .. dünyaya kamyon farı gören tavşan şaşkınlığıyla gözlerimi büyüte büyüte bakamadım bi aysun kayacı gibi .. ve hiçbir zaman inanarak yazmadı arkadaşlarım anı defterimin sayfasının kalbim kadar temiz olduğunu.. yazanlar ya salaktı ya teşbihi beliğ hevesli mübalağa ediyorlardı .. zira diyorum ya hep, anasının gözüydüm .. hatta boynuzdum her daim kulağı geçen .. ha bu demek değil ki ben kötü bir insanım .. belki yeterince iyi olamadım .. belki canım istemedi..  isterdim ama bi tavşanın gözüyle bakayım hayata .. ya da bi balık merakıyla karşılayayım gelen her yeni günü .. 

o değilde .. diyorum ki hani .. yeterince iyi olsam .. mesela bu ara köpekleri besleyemiyorum .. onlara etler kemikler götürsem .. hayruşu maydanozlara boğsam .. sonra o seken teyzeye versem cebimdeki tüm parayı .. daha güzel olur mu dersin hayatım?

gökten ev yağar mı bana ? ya da sen .. neyse boşver .. 

diyorum ya .. hepsi o adamın yüzünden .. o içmeceli oyununa gidicem bi dahakine .. 

farkettim de, hayat ayık çekilmiyor ..

ve biterken yazı .. izninizle .. işte bu çalmalı ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder