27 Aralık 2010 Pazartesi

başağrısından otobiyografi

çok lirik bi tarifi hakeden bi başağrısı .. evet .. sol şakaktan girip .. omurilik soğanına baskı yaparak sağ şakaktan çıkamayan .. sürekli üstüne eklenen ama azalmayı istikrarlı bi şekilde reddeden .. ağrı kesicilere nanik yapıp , migreni anımsatan ve beni kendinden köşe bucak saklayan bi başağrısı .. ılık duş ve karanlık odanın hayallerimi süslemesine neden olan , hayattan istediğim herşeyi 2.plana itmeme neden olan bir baş ağrısı ..

ama yok .. bunu dile getiremem ben .. zira ifade çakram kapalı benim .. bi kuple ukalalıktan , bi kuple de insanlara inançsızlığımdan dillendirmem ben .. hem buz dağı gibiymişim .. göstermezmişim rengimi .. ve istermişim ki gösterdiklerim anlasın zaten kendimi zor ifade ettiğim .. anlamayanı affedemez silermişim .. pekte ciddi , pekte fenaymışım .. ama duygularımı bastırırmışım .. es kaza kırılırlar diye onları en ücradaki en gizli kutuya saklarmışım .. öfke en güçlüsüymüş, ondan hep onu salarmışım öncü kuvvet .. kırılmayı yediremez ona kardeş kızmayı kullanırmışım .. değer verirken kendimi unuturmuşum .. hııı dikkat etmeliymiş .. duygularımı daha da bastırıp ifade etmezsem ne çakram açılırmış , ne de beni iyi bi gelecek bekliyormuş .. gerekirse insanların yüzlerini tırnaklamalıymışım .. gerçi portakal rengi auram buna izin vermez .. zira sakin yapılı şeker kız candy tadında melaike gibi mutluluktan atlaya zıplaya gezen salak bi karakterim ben .. arada rahat batınca sarhoş olup ağlar , ertesi sabah gene bahçeme yağan bereket yağmuruyla yıkanırım ..

ah ben.. hala tüm hissiyatımı bütün kapalı çakralarıma rağmen dilim döndüğünce anlatma derdindeyim .. istiyorum ki anlasınlar .. niyeyse .. benim pansuman yapamadığım yaralarıma onlar baksınlar .. unutuyorum .. insanı ..

başım çatlıyo .. vursam sağa sola.. insanlar hırpalamadan ben acıtsam canımı.. geçer mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder