26 Ocak 2010 Salı

döküntü evin melankolik kızı

aşık olsam ya sana ,,
korkmadan ,, çekinmeden ,, bari bu sefer kaçmadan ,, kabullenebilsem ya bütün getirilerini aşkın ,, üzülürüm ,, kırılırım ,, belki geceler boyu da ağlarım ,, en iyisi vazgeçme demeden ,,

sonra mesafeler girmese ya araya ,, "yok yok zaten yürümez" i çıkış yolu olarak kullanmasam ya bi kere olsun ,,
ve belki de en mühimi .. sen bu aşkı ,, bu fedakarlığı haketsen ya ,, bi süre sora bn "lanet olsun ,, hata yapmışım " demesem ya ,,

4 yıl kadr önce sürekli geçtiğim yolun üstünde bi ev vardı ,, solmuş hacı yeşili duvarları dökülmüş bakımsızlıktan .. önündeki koca bahçesinde otlar, dikenler.. evi sakınıp saklıyolar sanki ..

her önünden geçişimde melankolik bi şarkı ,,damar denenlerden .. sokak çınlardı ,, otların arkasında oturan bi kız gördüm sonra ,, ööyle otururdu .. hiç bişey yapmadan .. dünyanın bütün yükünü yüklenmişcesine ,, hani her halinden belliydi duyduğu azap ..

sonra ne kadr zaman geçti bilimyorum .. şarkılar kesildi ,, sokak ruhunu kaybetmiş gibiydi .. çocukların bağrışları dahi ruh katamadı bir daha ..
dün gene geçtim .. durdum evi izledim .. otlar boyu geçmiş .. evin camları kırılmış .. kızın melankolikliğini son damlasına kadr devir almış bir ev .. 17-18 yasındaki bi kız nası bunca üzülür dediğimi anımsıyorum .. nası bi ayrılık yaşamış ki benim bile yer etmiş zihnimde ..

sonra düşündüm ..
belki de doğru olan onun yaptığı .. dibine kadr sevip ,, dibine kadr yaşamak acısını .. nefes alamayıp imdat demek ,, güçsüz hissedip sonuna kadr düşmek .. tekrar su yüzüne çıkabilmek için .. hayatı dibine kadr yaşayıp ,, yaşanmamış tek bi an ,, tek bi duygu bırakmamak..

bunlar içinde ,, yeterince cesur olabilmek ..

temmuz'09

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder